Ben Mersin’de ilk işçi öz-eğitim etkinliğine katılacak olmanın heyecanını günler öncesinden yaşamaya başladım. Bunun sebebi herhalde böyle bir etkinliğe hiç katılmamış olmamın bilgisizliğindendi. Etkinlikten bir gün önce toplanıp son olarak neler yapacağımızı konuşup görev dağılımı yaptık. Heyecanımın yerini telaş almıştı. Ya yeterince kişi gelmezse, ya gelip de beğenmezlerse diye düşünüp sorular kafamı kurcalarken etkinlik günü geldi çattı. Sabah erken saatlerde buluşup mekânda düzenlemelere başladık. Bir gün önceden temizlediğimiz sandalyeleri dizip, projeksiyon düzeneğini kurduk. İşçi dostlarımız beklediğimiz saatten erken gelerek bize, etkinliği önemsediklerini göstermiş oldular. Etkinlik saatine kadar çaylarımızı içip sohbetler ettik. Etkinlik saati geldiğinde salon ağzına kadar dolmuştu. Etkinliğimize AYÖP’lü işsiz öğretmenler, Adana Tekel işçileri, Mersin Liman işçileri ve direnişleri süren sağlık işçileri katılmıştı. Konu “Kriz ve Krize Karşı Mücadele” gibi yakıcı bir konu olunca herkesin söyleyeceği bir çift sözü oldu. Etkinlik sırasında şarkılar ve türküler mücadele şevkimizi artırıp bize moral verdi. Derneğimizin 1 Mayıs görüntüleriyle etkilenip, liman işçilerinin direnişleri için yazdıkları türküleriyle coştuk. Gelenlerin mutlu ayrılması bizi sevindirip, daha iyi ve daha güzel etkinlikler yapma isteğimizi artırdı.