Merhaba dostlar. Biz bir grup kargo işçisiyiz. Sendikaya üye olduğumuz için şu an toplam 65 arkadaşımız işten atıldı. TÜMTİS sendikasına üye oldukları için işten atılan arkadaşlarımız sendikanın öncülüğünde 3 haftadır işyeri önünde direnişteler. Çalıştığımız kargo firması olan UPS, uluslararası taşımacılık yapan, 178 ülkede faaliyet gösteren ve bünyesinde 450 bin işçi çalıştıran bir şirket. Sendika yöneticilerinin söylediği kadarıyla yıllık 35 milyar dolar cirosuyla dünyanın sekizinci büyük şirketi konumundaymış. Bu kadar büyük bir firmanın biz çalışanlara reva gördüğü aylık ücret ise asgari ücret. Çalışma koşulları ağır, işveren ve temsilcilerinin baskıları süreklilik kazanmış durumda. Günde 10 saat, haftada 60 saat çalışıyoruz. 15 saat fazla çalışmamıza rağmen fazla çalışma ücreti ödenmiyor. Yemekler berbat. Mesai ücretleri çok düşük. Çay yok. Günlük ortalama 15,6 milyon paket taşınıyor. Anlayacağınız ortaçağ kölelerinden tek farkımız asgari düzeyde ücret alıyor olmamız.
Var olan koşulları düzeltmek ve insanca muamele görmek için arkadaşlarla sendikaya üye olmaya karar verdik. Yasalara göre biz çalışanların en demokratik hakkımız olan sendikalaşma hakkımızı kullandığımız için 65 arkadaşımız işten atıldı. Fakat arkadaşlar direnişe geçince göstermelik de olsa biz çalışanların koşullarını biraz iyileştirdiler. Sendikaya üye olmayalım diye mesai ücretlerini yükselttiler, hitap biçimleri değişti. Daha önceleri yap, et, getir vb. şekilde konuşan ustabaşları o kadar kibarlaştılar ki, yapabilir misin, edebilir misin demeye başladılar. Onların ağızlarında böyle sözcüklere bizler alışık değiliz.
Taşeron çalıştırma var işyerinde. Ana firma dışında iki tane taşeron firma var. Kadrolu-taşeron işçi parçalanmışlığı işçiler arasında bir yabancılaşmayı beraberinde getiriyor. Bu parçalanmışlığa, sendikalaşmayla birlikte, etnik kimlik ayrımı da eklendi. Biz tüm bu ayrışmaları bertaraf edebilmek ve sendikalaşmanın önüne engel olmaması için mücadele ediyoruz. Parçalanmışlığın ve yabancılaşmanın önüne ancak örgütlendiğimiz oranda geçeceğiz.
Patronların bütün baskılarına ve bizleri bölme çabalarına bizler birlik olduğumuz sürece karşı koyabiliriz. İşyeri ve çalışma koşullarının iyileşmesi biz işçilerin birlik, mücadele ve dayanışması sonucu olacaktır. Bizler birlik değilsek, mücadeleden kaçıyorsak, örgütlenmekten korkuyorsak patronların karşısında hiçbir şey yapamayız. Çünkü bizler; örgütlüysek her şeyiz, örgütsüzsek hiçbir şey!
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!