Ben bir küçük-burjuvanın yani küçük derecede bir patronun çocuğuyum. Bundan bir iki hafta önce bütün işçiler işten ayrılmışlar ve çok haklılardı! Olay ise şöyle gelişti. İşler yoğun diye babam ve ustabaşı bir karar alıyorlar. Alınan karar ise şöyle: Çay saatlerini kaldırmak ve yemek saatlerini azaltmak. Bir toplantı yapmaya ve bunu işçilere söylemeye karar veriyorlar. Toplantıyı ustabaşı yapıyor. İşçilere alınan kararları söylüyor ve işçiler itiraz ettiklerinde, alınan kararlara uymak zorunda olduklarını söyleyip “siz sadece bir işçi parçasısınız” gibisinden hakaret ve küfür ediyor. İşçiler de susuyorlar o an için. Sonra pazartesi günü olduğunda servis durağa gidiyor ve hiç bir işçiyi durakta bulamıyor. Servis şoförü babama haber veriyor durumu. Sonra da babam işçileri arıyor, işçiler de işe gelmeyeceklerini söyleyip, “hem bizden fedakârlık yapmamızı istiyorsunuz hem de küfür ediyorsunuz, bir de utanmadan 5 arkadaşımızı sigortasız çalıştırıyorsunuz” diyorlar. Ve babamı mahkemeye verdiklerini söyleyip telefonu kapatıyorlar. Birkaç gün sonra mahkemeden eve belgeler geliyor ve babam davalık oluyor, yüklü bir miktar para cezasına çarptırılıyor. Böylelikle işçiler susmayıp haklarını alıyorlar. Evet, bunları yapan benim babam ve ben onun bu duruma düşmesine hiç üzülmedim. İşçilerin yanındayım sonuna kadar, çünkü şunu biliyorum, okul bittiğinde ben de bir işçi olacağım. İleride işçi arkadaşım diyeceğim kişilerin de haksızlığa boyun eğmelerini istemiyorum. Bunun için de mücadele etmelerini istiyorum.
Biliyorum ki işçiler örgütlenirse bu dünyayı durdurabilecek güce ulaşacaklar. Patronları susturmak o nasırlı ellerin yumruğu ile mümkündür.