Tekel işçilerine destek amacıyla aylar önce açıklanan 26 Mayıs genel grevi, Türk-İş, DİSK, KESK ve Kamu-Sen genel başkanlarının “1 saatlik iş bırakma ve eylemleri her konfederasyonun kendilerinin örgütlemesi” kararına vardıklarını açıklamalarıyla içi boşaltılmış bir eyleme dönüştürüldü. Konfederasyonlar böylelikle Tekel işçilerinin mücadelesine veriyor göründükleri destekten de geri adım atmış oldular. Bu çerçevede bir sanayi kenti olan Gebze’de de sendikalar örgütlü oldukları fabrikalarda bir eylem düzenlemediler. Birleşik Metal-İş ise örgütlü fabrikalarında öğlen molasında bildiri okuma kararı aldı. Ancak bu kararın da her fabrikada uygulanmadığı görüldü. Diğer sendikalarda ise yapılan bir çalışma olmadı. Zaten Türkiye geneline bakılacak olursa da özel sektörde 26 Mayıs ile ilgili bir eylemlilik yoktu. Daha çok kamu sektöründe çeşitli eylemlilikler sergilendi ve hemen hemen hepsinde de özellikle Türk-İş başkanı Mustafa Kumlu istifaya çağrıldı ve tepkiler gösterildi. Konfederasyonların bu geri adımı sonrasında Tekel işçileri ise Türk-İş bölge temsilciliklerini işgal ettiler ve açlık grevine başladılar.
Görülüyor ki sendika ağaları tepemizde olduğu sürece bizlerin tepkilerini frenlemek için uğursuz rollerini oynamaya devam edecekler. Ama öfkemiz giderek kabarıyor, eksik olan ise örgütlü bir şekilde davranamıyor oluşumuz. İşçi sınıfı örgütlendikçe tepesindeki asalakları alaşağı edecek ve mücadele bayrağını yukarılara kaldıracak. Bunun için tüm işçi kardeşlerimizle birlikte sendika ağalarına karşı mücadele vermek gerekiyor. Sendikalarımıza sahip çıkıp onları mücadele örgütlerine dönüştürdükçe, tabanda gücümüzü arttırdıkça, tepemizdeki bürokratları defetmek hiç de zor olmayacaktır. Onlar bunun olmaması için mücadele veriyor ve çok korkuyorlar. Ama korkunun ecele faydası yoktur. Biz işçiler nasırlı ellerimizle indireceğiz onları. Yeter ki bilinçlenelim, yeter ki örgütlenelim ve gücümüzün farkına varalım.
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!