Merhaba arkadaşlar, ben iş kazaları ve taşeronlaşma sistemi hakkındaki sorunlarımızı yazmak istedim. Öncelikle Zonguldak’taki maden işçilerinin yaşamını yitirmeleri konusunda başbakan bu madende yaşamını yitiren işçilerin ölümünü kader deyip geçiştirdi. Gerçekten bu tür iş kazaları ve ölümler kader mi? Yoksa patronların kâr hırsı mı? Tabii ki patronların kâr hırsı. Hatırlayalım, bundan önceki maden patlamasında yaşamını yitiren işçilerin patronu 2 gün sonra serbest bırakıldı. Sebep, yaşlı olması. Çalışma bakanının söylediği şeyler şunlardı: Herkes sendikaya üye olabilir. Çünkü sendika işçilerin anayasal hakkıdır.
Gerçekten sendika işçilerin anayasal hakkıysa bugün UPS işçileri sendikaya üye oldukları için, taşeronlaşmayı istemedikleri için neden işten atıldılar? Bu işçiler de çalışma bakanının söylediği gibi anayasal haklarını kullandılar ve karşılığında işten atıldılar. Arkadaşlar ne iş kazaları bir kaderdir ne de bakanların vaazları çözümdür. Gerçekten de tek sorun sermaye sınıfının kâr hırsı ama bunun karşısında duracak tek güç de işçi sınıfı. Bugün başbakan “kader” deyip geçiştirse de bunun da sebebi işçi sınıfının örgütsüzlüğü. İşçi sınıfı birlikte hareket edip mücadele verdiğinde başbakan böyle konuşamayacak. Biz işçiler örgütlü olduğumuzda 1 Mayıs marşında söylediğimiz gibi, işçilerin nasırlı yumruğu balyoz gibi patlayacak.
Yaşasın İşçi Sınıfının Mücadelesi! Kahrolsun Kapitalizm!