
Direnişteki Samka Metal işçileri, 5 Haziranda fabrika önünde basın açıklaması gerçekleştirdiler. Basın açıklamasına DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Nakliyat-İş, Dev Sağlık-İş ve çeşitli demokratik kitle örgütleri katıldı. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak basın açıklamasına katılarak Samka Metal işçilerinin haklı mücadelelerine destek verdik.
Basın açıklaması, sloganlar eşliğinde fabrika önüne kısa bir yürüyüşle başladı. Yürüyüşün ardından bir konuşma yapan BMİS Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu şunları söyledi: “Biz BMİS olarak Samka işçilerinin bu haklı, onurlu mücadelelerinde sonuna kadar yanlarındayız. Anayasal hakkımızı hiç kimse elimizden alamaz. Samka Metal patronu sendikaya üye olan işçileri işten attığı için suçludur. İşçileri kimse ekmeğinden edemez.”
Serdaroğlu’nun konuşmasından sonra DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi söz aldı: “Bugünkü eylemimiz işten atmaların önüne geçmek içindir. Samka patronu 14 işçiyi açlığa, yoksulluğa ve sefalete terk etmiştir. Sadece istediğimiz iş, ekmek, aş ve insanca yaşamaktır. Ama patronlar buna bile izin vermiyorlar. Samka işçilerinin yanında onurumuzla, mücadelelerinin son noktasına kadar yanlarında olacağız. Zalimin zulmü varsa, işçinin de DİSK’i var!”
Sendika bürokratlarının “mücadele” nutukları direnişçi işçileri rehavete sürüklememelidir. Bürokratlar bugüne kadar onlarca direnişte bu şekilde konuşmalarına rağmen, var olan mücadelelerinin başarıya ulaşması için yapmaları gerekenleri yapmamışlardır. Bunun son örneği Akkardan direnişidir. Süleyman Çelebi DİSK temsilciler kurulunda söz vermiş olmasına rağmen, Akkardan direnişini ziyaret etmemiş ve DİSK yönetimi işçilere sahip çıkmamıştır. BMİS başkanı Serdaroğlu ise her direnişte üst perdeden konuşmayı bir alışkanlık haline getirmiştir. Akkardan önünde “Burayı Gebze’nin Tekel’i yapacağız” diyen, ama direnişe sahip çıkmayan, devam eden günlerde de direnişi baltalayan ve işçilere sormadan direnişi bitiren BMİS’in başındaki Serdaroğlu’dur. Bürokratlar bir taraftan işçilerin karşısında “mücadeleci sendikacı” pozları keserken, öte taraftan da bizzat işçilerin işten atılmasına onay vermekte ve patronlarla anlaşmaktadırlar. Bu nedenle direnişçi işçi kardeşlerimiz, bürokratların mücadeleci pozları kesmesine aldanmamalı, kendi taban örgütlülüklerini geliştirmeli ve direnişlerinin başarıya ulaşması için sendika yönetimlerine basınç bindirmelidirler.