Ben bir süre önce Tuzla yan sanayisindeki Mesan metal fabrikasından işten atılan bir işçiyim. Çok ağır koşullarda çalışıyorduk. Her gün hatta pazarları bile fazla mesai yapıyordum. İki buçuk ay boyunca böyle çalıştıktan sonra işler azalınca bir gün işten çıkarıldığım söylendi. Nedenini sorunca da “performans düşüklüğü” dediler. İhbar tazminatımı verin dediğimde ise bana “sen git biz senin paranı arkandan göndeririz” dediler. Öyleyse bana çıkarıldığıma dair bir belge verin deyince de bunun mümkün olmadığını söylediler. Bense olaydan sonraki gün işe gidip çalışmaya devam ettim. Usta geldi ve “neden geldin, biz seni çıkarmadık mı” dedi. Ben de “o zaman sosyal haklarımı verin” dedim. O da “sen git vereceğiz, merak etme burada paran kalmaz” diye cevap verdi. Öyleyse işten çıkarıldığıma dair bir belge verin” dedim. Biliyordum ki eğer ben üç gün boyunca işe gitmezsem hakkım olan ihbar tazminatımı da alamayacaktım. Sosyal haklarımı korumak için işime devam ediyordum. Patronun adamları beni fabrikadan ite kaka atmakla, dövmekle tehdit ettiler. Bu da sökmeyince “senin allahını, peygamberini…” diyerek küfür etmeye kalktılar. Bununla da yıldıramayınca yine işe geldiğim gün kart basıp girdikten sonra iş kıyafetlerimi elimden aldılar. Bütün bunlarla başarılı olamayınca “sen kime güveniyorsun, devletin bütün kanunları patrondan yana, sen kimsin” diyerek diğer işçi arkadaşlarımı işten atmakla tehdit ettiler. Patronun çıkarlarını korumak için işçi arkadaşına saldıran usta yanıma gelip “sen Bingöllüydün, senin yüzünden bir daha bu fabrikaya Bingöllü almayacağız ve çalışan bütün Bingöllüleri çıkaracağız” dedi. Arkasından da çalışan bir arkadaşımı çağırıp “git üstünü değiştir kovuldun” dedi. Böylece benim boyun eğip gideceğimi düşünüyordu. Bunu başaramayınca fabrikaya jandarma çağırdılar.
Jandarmalar gelir gelmez patronun odasına çıktılar ve 15 dakika sonra da beni çağırdılar. Uzman çavuş “hemen burayı terk et yoksa seni tutuklarız” dedi. Ben de “suçum ne diye sordum”, “işyerine zorla girmek” dedi. “Ben burada sigortalı çalışan bir işçiyim. Zorla girmek diye bir şey yok. Versin sosyal haklarımı gideyim” diye cevap verince, uzman çavuş “ben bilmem, aranızda bir sorun varsa işçi mahkemesine git orada hakkını ara” dedi. “Çıkarıldığıma dair bir belge istiyorum vermiyorlar. Çıkış belgemi versinler o zaman” deyince, uzman çavuş “ben bilmem burayı terk et” diye çıkıştı. Ben de “sizin beni buradan çıkarmaya yetkiniz yok, eğer beni götürürseniz suç işlemiş olacaksınız” diye cevap verdim. Arkasından da odadan çıkıp işime devam ettim. Jandarma gitti, yarım saat sonra usta çıkışımı hesaplamak için beni çağırdı. 23 günlük alacağım olduğu halde 22 günlük ücretimi verip kalan bir günlük alacağımı gasp etmeye kalktı. Hatta “bugün bedava çalışıyorsun” deyip, alacaklarımı aldığıma dair bir kâğıt imzalatmak istedi. İmzalamayı reddedince de tekrar jandarmayı çağırdılar. Onlarda beni karakola götürüp iş çıkış saatine kadar beni orda tuttular. Sonra bıraktılar. Ben de gidip savcılığa usta, patron ve jandarma hakkında şikâyet dilekçesi verdim. Sonra SSK bölge müdürlüğüne gidip şikâyetimi yaptım ve halen mücadeleye devam etmekteyim. Bu süreçte ben hep UİD-DER’li arkadaşlardan destek aldım. Bundan sonra da onlardan öğrendiklerimle mücadeleye devam edeceğim. Onlara beni yalnız bırakmadıkları için teşekkür ederim.