Merhaba dostlar. Ben Aydınlı’dan bir mobilya işçisiyim. Çalıştığımız fabrikada 40 işçi var. Benimle birlikte neredeyse 25’i aşkın arkadaşım sigortasız çalıştırılmaktayız. Dahası, sabah 8 akşam 7 arasında 10 saat çalıştığımız, sabah çay molasının olmadığı, sürekli fazla mesai yapmak zorunda kaldığımız halde yemek ve mesai ücretlerinin verilmediği bir fabrikada patronun kârına kâr katmaktayız. Geçen hafta benimle birlikte 11 işçi arkadaşımı topluca işten çıkarttılar. Ben UİD-DER’li olduğum için nasıl bir sürecin beni beklediğini biliyordum. Onun için daha öncesinde, işyerinden arkadaşlarımızla derneğimizde oturup neler yapabileceğimizi konuşmuş, kendimizi yaşayacağımız sürece göre mücadeleye hazırlamıştık. Tahmin ettiğimiz süreç yaşandı ve 8 işçi arkadaşımızla işten atılmamıza rağmen işimizi ve hakkımızı almadan bir yere gitmeyeceğimizi söyledik. Kapıda biraz tartışma yaşandıktan sonra önce bir kişi, sonra bir kişi daha işe geri alındı. Sonra da dışarıda mücadele eden arkadaşlarımızdan 6 kişiyi daha işe geri aldırdık. Bir arkadaşımız hariç hepimiz işe geri döndük. Ama mücadele devam ediyordu. Süreç ilerledikçe içeride benim üzerimde baskılar artmaya başladı. Birkaç gün sonra 4 dakika işe geç kaldığım için bir günlük ücretimin kesileceği söylendi ve aradan birkaç saat geçmeden 4 dakikalık gecikmeden dolayı patron kenara çekip “işine son verildi, hafta sonuna kadar kendine iş ara” dedi. Bu saldırılara rağmen geri adım atmadım ve işime devam ettim. Onların amacı bizim birlikteliğimizi parçalamaktı. Çünkü mücadele edilmeden hiçbir hakkımızı alamayacağımızı biliyordum. Bu süreç yaşanırken tabii bizler UİD-DER’li işçiler olarak “YA HEP BERABER YA HİÇBİRİMİZ” diyerek çalıştığım fabrikada örgütlenmek için çalışmalar yürütmekteyiz.
Bizler nasıl ki 1 Mayısta hep birlikte ve tek yumruk olduysak, fabrikalarımızda da tek yumruk ve örgütlü olmamız gerekiyor. Bizler ancak örgütlü olursak kazanırız.
Örgütlüysek Her Şeyiz Örgütsüzsek Hiçbir Şey!