UİD-DER’in Bostancı temsilciliği olarak 6 Haziran Pazar günü bir piknik yaptık. Piknik hazırlıklarına haftalar öncesinden başlamıştık. İşyerlerimizden, mahallelerimizden arkadaşlarımızı, ailelerimizi çağırdık. Piknik günü geldiğinde de yağmur, çamur demeden sabah kalkan otobüslerle dostlarımızla piknik alanına vardık. Önceden alana giden arkadaşlarımızın ağaçlar arasına gerdiği geniş tentenin altında hemen kahvaltı hazırlıklarına başladık. Kahvaltının ardından oyunlar oynadık. Daha sonra şiir grubumuzun seçmiş olduğu Nazım Hikmet ve Ahmed Arif şiirleriyle ve müzik grubumuzun, sınıfımızın bu iki büyük ozanının şiirlerinden bestelenmiş olan şarkılarıyla coştuk, duygulandık. Haziran ayında kaybetmiş olduğumuz, ama şiirleriyle her zaman yanımızda hissettiğimiz şairlerimizi andık. Ardından bir UİD-DER klasiği olan sınıf kürsüsüyle hislerimizi, düşüncelerimiz birbirimizle paylaştık. Coşkulu, neşeli günümüzü halaylarımızla noktaladık.
Aralarda sohbet ederken, bizlerle yeni tanışan bir arkadaşımız, başta gelmeye tereddüt ettiğini, arkadaşı UİD-DER’den bahsettiğinde böyle insanların olması imkânsız diye düşündüğünü söyledi. Sonra arkadaşına döndü ve “bahsettiğinden çok daha fazlası var, eksiği yok” dedi.
Evet dostlar, o gün yağan yağmurun ağaçları beslediği gibi biz de birbirimizi deneyimlerimizle, coşkumuzla ve neşemizle besledik. Bizler birlik olduğumuzda, sorunlarımızın ortak olduğunu gördüğümüzde ve bunları çözmek için birlikte mücadele ettiğimizde aşamayacağımız hiçbir engel olamaz.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
Yok edin insanın insana kulluğunu,
Bu dâvet bizim....
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine,
Bu hasret bizim...