Marmara Üniversitesi hastanesine raporumu onaylatmak için gitmiştim. Öğle tatili dolayısıyla kantinde beklemeye başladım. O sırada pratisyen hekimler de kantinde toplanmış heyecanlı bir şekilde bir şeylerden bahsediyorlardı. Biraz kulak kabartınca hastanede uzun bir dönemden beri döner sermaye paralarının ödenmediğini ve hastanenin taşınması sebebiyle birçok sorunları olduğunu duydum. Artık bu sorunlar iyice canlarını sıktığından dolayı bir şeyler yapmaları gerektiğinden bahsediyorlardı. Fikir alışverişinde bulunarak eylem yapmanın öneminden bahsediyorlardı. Hatta iş bırakmaktan söz edenler bile vardı. Sonuç olarak eylemi organize edecek bir ekip kurulmasına karar verdiler. İlk olarak da hastane içinde ve dışında alkışlı protesto eylemi gerçekleştirdiler. Hastaneye gelen hastaların bir bölümüyle birlikte ben de eyleme destek verdim.
Krizden dolayı birçok yerde olduğu gibi, yaşanan sorunlar Marmara Üniversitesi Hastanesi çalışanlarını da etkiliyor. Son dönemlerde bu sorunlara karşı fabrikalarda, hastanelerde direniş ve grevler yapılmaya başlandı. Marmara Üniversitesi Hastanesi çalışanlarının ve diğer bütün işçilerin unutmaması gereken tek bir şey vardır: Birlikten kuvvet doğar, sorunların üstesinden ancak birlik olunursa gelinebilir. Hizmetlisi, doktoru, pratisyen hekimi, hemşiresi, kısacası hastane çalışanları olarak sorunları ortaktır. Bu yüzden birbirimize güvenmeli, beraberce, ortak hareket etmeliyiz. Bu sorunlar yalnızca Marmara’da değil diğer hastanelerde de yaşanmaktadır. Bunun bilincinde olarak hareket edip, oralara da ulaşmalı ve birleşik bir mücadele verilmeli. Yaşasın bilinçli ve birlik içinde dayanışma ve mücadele!