UPS patronu hem işten atmalarla hem de kaba kuvvet yöntemleriyle işçi düşmanlığından geri adım atmıyor. UPS’de sendikaya üye oldukları için işten çıkarılanların sayısı 118’e ulaştı. İzmir’de, sendikadan istifa etmeleri için notere götürülen işçilerle görüşmek isteyen sendika yöneticilerine, UPS’nin alt işvereni ER-KA şirketinin patronu tarafından ateş açıldı.
Düşük ücretlerle, günde 12-14 saat, kuralsız, güvencesiz, her türlü haktan yoksun bırakarak işçi çalıştıran UPS patronu, işçilerin sendikada örgütlenmeye başladığını duyar duymaz saldırılara başladı. Önce kimlerin sendikaya üye olduğunu tespit etmek için işçileri sorguya çekti. Ardından istifa etmeleri için işçiler üzerinde yoğun baskı kurdu. Sürgünlerle, işten çıkarma tehditleriyle yeni üyelikleri engellemek, üye olanları da istifa ettirmek istedi. Sendikal örgütlenmeyi engelleyemeyince de bugüne kadar 118 sendika üyesini işten çıkardı. İşçilerin üzerine araba sürdü; sendika yöneticilerine silahla ateş açtı.
Tüm bu saldırılar karşısında geri adım atmayan, direnişe geçen ve birliklerini güçlendirmekte kararlı olan UPS işçileri, 1 Temmuzda Mahmutbey’deki direniş yerinde kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. Direnişçilerin ailelerinin ve Türk-İş’e bağlı sendikaların İstanbul şubelerinden işçilerin katıldığı eyleme uluslararası destek de vardı. Romanya, Bulgaristan, İsveç ve Fransa’dan gelen sendikacılar direnişçiler tarafından coşkuyla karşılandı. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneğimiz UİD-DER de bu eyleme destek verdi.
TÜMTİS Genel Başkanı Kenan Öztürk’ün direniş sürecini özetleyen ve uluslararası desteğin önemini vurgulayan sözlerinin ardından, Avrupalı sendikacılar da konuşma yaptılar. Uluslararası Taşımacılık Çalışanları Federasyonu (ITF) adına Mac Urata, Avrupa Ulaştırma İşçileri Federasyonu (ETF) adına da François Ballestero yaptıkları konuşmalarda, uluslararası birliğin sağlanabilmesi için maddi ve manevi destek sunacaklarını, direnişin kazanması için ellerinden geleni yapacaklarını ifade ettiler.
UPS direnişçileri de Avrupalı sendikacıları “Yaşasın Enternasyonal Dayanışma!” sloganlarıyla alkışladılar. UPS direnişçilerinin taşıdıkları İngilizce yazılı dövizlerde hem direnişçilerin talepleri, hem de enternasyonal dayanışma isteği vurgulanıyordu. “We Are Strong Together!” (Birlikte Olduğumuzda Güçlüyüz!), “Long Live Working-Class Solidarity!” (Yaşasın İşçi Sınıfı Dayanışması!), “Stop Union-Hostility At UPS!” (UPS’de Sendika Düşmanlığına Son!)… Bunlar dövizlerden bazılarıydı.
Tüm ülkelerde UPS işçileri sendikalıyken Türkiye’de örgütsüzler. Bu durum Türkiye işçi sınıfının içinde bulunduğu örgütsüzlük koşullarını çarpıcı biçimde ortaya koyuyor. Diğer ülkelerdeki UPS işçilerinin örgütlü olduğu sendikaların enternasyonal dayanışması, işçi sınıfının gerçek dostlarının diğer ülkelerdeki sınıf kardeşleri olduğunu gösteriyor. Uluslararası tekellerin sömürüsüne karşı mücadeleye girişmek, işçilerin uluslararası dayanışmasını gerektiriyor.