Çin’in güney, kuzey ve doğusunda bulunan fabrikalar grev dalgası ile sarsılıyor. İşçiler ücretlerinin arttırılmasını, kendilerine kötü muamele eden yöneticilerin işten uzaklaştırılmasını, çalışma koşullarının iyileştirilmesini ve devlet güdümlü sendikaların yerine kendi sendikalarının tanınmasını istiyorlar. Devlet sendikasının patronların tarafında olduğunu söyleyen işçiler kendi çıkarlarını savunan bir işçi sendikası istiyorlar.
Çin sanayisinin can damarı olan bölgelerde sabahın erken saatlerinde iş tulumlarını giymiş işçiler çalışmaya değil “greve” gidiyorlar. Kimisi kırmızı, kimisi mavi, kimisi beyaz tulumlarını kuşanmışlar. Çin sanayisinin kalbinde işçilerin hoşnutsuzluğunun sesi yükseliyor.
Grevler bir fabrikadan diğerine yayılıyor. Geçen haftalarda birçok fabrikada grev yaşandı. Honda ve Toyota fabrikalarında Mayıs ayının son haftasında başlayan grevler, işçilerin kendi sendika temsilcilerini kendilerinin seçmesi talebiyle başladı. İşçiler Çin Komünist Partisinin kontrolü altındaki sendikaların işçiler için çok az şey yaptığını söylüyorlar. Bugün bir Honda işçisinin almış olduğu asgari ücret 900 yuan, yani 132 dolar. Üstelik ücret artışları barınma, gıda gibi temel yaşamsal ihtiyaçların fiyatından çok daha düşük bir yüzdeyle artıyor. Bunun yanında iş koşullarındaki vahşilik işçilerin yaşamlarını daha da katlanılmaz kılıyor. Sürekli olarak güvenlik güçlerinin baskısıyla karşılaşan işçiler tuvalete gitmek ya da birbirleriyle konuşmak için dahi izin istemek zorundalar. Sürekli kamerayla takip edilen işçiler çoğu zaman aşırı sıcaktan da rahatsızlık duyuyorlar. Honda, çalışan işçileri baskı altına almak için onlarca potansiyel yeni işçiyi eğitim merkezlerinde eğitmeye başladı bile.
image002_7.jpg [1]
Honda işçilerinin öncülüğünü yürüttükleri mücadeleler bir anda tüm Çin’i sarmış bulunuyor. Merry Elektronik fabrikasının önünde işçiler bu ayın başında yolu bloke ettiler. Hemen hemen hepsi 20’li yaşlardalar ve ülkenin dört bir yanından buraya göç etmişler. Grevci bir işçi yaşanan tüm bu grevlerin bir öfke patlamasının sonucu olduğunu söylüyor: “Her şey kendiliğinden ve bir anda oldu. Fabrika bizim hafta sonu mesailerimizi normal ücret üzerinden ödüyordu. Böylece biz haftanın yedi günü, günde 11 saat çalışıyoruz. Göçmen işçiler bir saatte de 1 dolardan daha az kazanıyor. İşçilerin birçoğu mutsuz. Uzun yıllardır çalışan işçiler, yeni işe alınan işçiler gibi asgari ücret alıyor. Birlikte başladığımız grev en azından bizim sorunlarımıza dikkat çekecek”. Merry müdürü işçilerle doğrudan uzlaşma görüşmelerine başlıyor. İşçiler en azından maaşlarında mütevazı bir iyileşmenin yapılmasını istiyorlar.
image003_9.jpg [2]
Çin’de üretim son 20 yıl içinde patlama yaptı. İşçilerin büyük çoğunluğu 1980 ve 1990 doğumlular. Eski kuşaktan daha farklılar. Genç nüfus, hak mücadelesi yürütmekte eski kuşağa göre çok daha kararlı. Çin’deki dayanılmaz çalışma koşulları, önümüzdeki dönemde daha çok işçi isyanıyla karşılaşacağımıza işaret ediyor..