Kristal-İş’in yıllardır örgütlü olduğu Cam Elyaf fabrikasının önünde İşçi Dayanışması bültenimizi dağıttık. Bu dağıtım sırasında işçilerle sohbet de ettik. İşçiler yıllardır sendikada örgütlüler, bu onları sendikasız işyerlerindeki işçilere göre avantajlı kılıyor. Ama onların da sorunları var, hep beraber çözmek için çabaladıkları sorunları. Fabrikalarında iki yılda bir toplu iş sözleşmesi imzalanıyor. Bu dönemlerde umutlar artıyor. Bir annenin bir kap fazla pişireceği yemek, bir babanın evladına vereceği beş kuruş fazladan harçlık, bir delikanlının kız arkadaşıyla gideceği bir sinema parası... Ama ücretleri bir kuruş aşağı indirmek için yani bir kız çocuğun elindeki şekeri almak için, yani bir erkek çocuğun elindeki top parasını almak için kavgalar veriyor milyon dolarlık patronlar toplu iş sözleşmelerinde. Gülünç değil mi? Cam Elyaf’ta yapılan en son sözleşmeden işçiler memnun değildi. Çünkü sendikaya üye olmak yetmiyor. Patronlara karşı mücadelemizi sürekli göstermeliyiz.
Bizleri açlığa, sefalete sürükleyenlere verilecek bir cevabımız olmalı, kızımızın şeker parasını, oğlumuzun top parasını alanlara karşı verilecek cevabımız olmalı. Bizler hayatı ev ve iş arasında geçenleriz, dünyayı yaratan, bir nebze olsun tadına varamayanlarız ve yine bizler ücretimize üç kuruş zam istediğimiz için açgözlülükle suçlananlar, hor görülenleriz.
Cam Elyaf’ın önünde hep birlikteydik işçi arkadaşlarımızla. Sorunları sorunumuz, gülümsemeleri mutluluğumuz olmuştu, her zaman da öyle olacak. Çünkü cam işçisiyle ve bütün sektörlerdeki işçilerle biz bir bütünüz. Bunun aksini düşünen varsa yanılıyor, çünkü hep birlikte haykırıyoruz: Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!