Kapitalist sistemin içine girmiş olduğu krizle birlikte daha da çürüdüğünü ve biz işçilere vereceği bir şeyin kalmadığına şahit oluyoruz. Hatta bıraktık bir şeyler vermeyi tersine elimizdeki var olanlara da göz dikiliyor. Krizin derinleşmesiyle tüm dünya işçilerine dönük saldırı paketleri gündeme geliyor. Hem de biz işçi ve emekçilerin oylarını alarak iktidara gelen partiler aracılığı ile gerçekleşiyor bu saldırı paketleri. Bugüne kadar biz emekçilerin sırtından trilyonlar götüren sermayedarlar başları sıkışınca bu krizin yükünü biz işçilerin sırtına yıkmaya çalışmaktadır.
İTALYA’da emekliliği gelen kamu çalışanlarının çalışma süresi 6 ay uzatılacak. Sağlık harcamaları 2011’de 400 milyon euro, 2012’de ise 1,1 milyar euro azaltılacak. Aslında bu şu anlama geliyor; öyle her canı isteyen tedavi göremeyecek.
İSPANYA’da bu yıl kamu çalışanlarının maaşından yüzde 5 kesinti yapılacak, 2011’de maaşlar dondurulacak, 2013’de Allah kerim! Emeklilik maaşlarına enflasyon oranında zam uygulamasına son verilip hükümetin insafına terk edilecek. 13 bin kamu çalışanının işine son verilecek, çocuk yardımı ödemesi yapılmayacak. 2011’de kamu çalışanlarının maaşına zam yapılmayacak.
YUNANİSTAN’da kamu çalışanlarının almış oldukları maaş 2014’e kadar donduruldu. Yani sürekli her şeye zam gelirken sadece maaşlara zam yapılmayacak. Bu da yetmezmiş gibi KDV oranı yüzde 21’e yükseltilecek. Ödeneklerden yüzde 12 kesinti yapılacak. Emeklilik yaşı kadınlarda 60’dan 65’e çıkacak. Resmi tatillerde verilen fazla mesai ücretlerine son verilecek.
İNGİLTERE’de, yani dünün üzerinde güneş batmayan imparatorluğunda, kamu sektöründe işe alımlar dondurulacak, çocuk yardımı fonundan yarı yarıya kesinti yapılacak, kimsesiz çocuklar ve eğitime muhtaç çocuklar kendi kaderlerine terk edilecekler.
Evet dostlar, bu tablo bile biz işçileri nelerin beklediğini göstermeye yeter de artar bile. Bizi bekleyen önümüzdeki kara günleri aydınlığa çevirmek şüphesiz biz işçilerin ellerinde, mücadele dolu yüreklerindedir. Nasıl ki yazın kış gelirken zor ve kara günlere hazırlık yaparsa insanoğlu, işte şimdi de biz emekçileri uluslararası alanda kara günler bekliyor. Bu kara günlere karşı tüm renklerden, tüm ırklardan, cinslerden emekçiler ve ezilenler birleşmelidir.
TÜRKİYE’de, bizim topraklarımızda da durum farklı değil. Emekliliğin hayal oldu, iş güvencesi ortadan kalktı, işsizlik rekor düzeye ulaştı, maaşlar ciddi oranda eridi, gelecek kaygısı toplumda baş göstermeye başladı. Bunlar da yetmezmiş gibi, Türkiye’nin önde gelen iş adamlarını ve temsilcilerini sözde işsizliğe çözüm için bir araya toplayan başbakan Erdoğan ve ekibi ağzındaki baklayı da çıkarmış oldu. İşadamlarının öneri ve taleplerini dile getirilen bu toplantı da, biz işçilerin ekmeğiyle ve geleceğiyle nasıl oynandığını bir kere daha gözler önüne serdi.
Sömürücülerin işsizliğe çözüm önerileri aynen şöyle: 1- İşsizliğin önlenmesi için esnek çalışma yasalaşsın, 2- Taşeron çalışmanın önündeki engeller kaldırılsın, 3- İşsizlik fonu patronlara aktarılsın, 4- İşverenlerin sigortası işsizlik fonundan karşılansın, 5- SSK primleri düşürülsün, 6- Kıdem tazminatları kaldırılsın.
İnsan bunları ilk duyduğunda içinden ağız dolusu küfür sıralamak geliyor. Ama küfretmek sorunu çözmüyor. Yani Türkiye’de de durum diğer ülkelerden farklı değil. Türkiye’de de kara günler biz emekçileri bekliyor. Buna karşı, tüm dünyayı yaratan ellerimiz, nice acılara katlanan nasırlaşmış yüreklerimiz birleşmeli ve tüm insanlığı kucaklayacak olan uluslararası bir mücadele yaratmalıdır. Bu zorbalığa ve zulme karşı biz işçilerin insan gibi yaşayacakları bir dünya yaratmak için mücadele safları bizleri bekliyor.