Gün geçmiyor ki yeni bir iş cinayeti daha acımıza acı katmasın. En son 15 Temmuzda saat 05.00 sularında bir işçi arkadaşımızı Tuzla Tersaneler cehenneminde, Torlak Tersanesi’nde kaybettik. Nurettin Bingöl daha 36 yaşındaydı ve 3 çocuk babasıydı. Şimdi çocukları babasız kaldı. Ne için mi? Yine patronların kâr hırsı yüzünden. Vince bağlı sepeti taşıyan halatın kopması sonucu 20 metre yüksekten düşerek yere çakıldı Nurettin Bingöl. Emniyet kemeri olsaydı ya da halat kontrol edilseydi Bingöl şu an çocuklarının yanında, hayatta olacaktı. Patronlar emniyet kemeri, çelik halatın kullanılması gibi en basit iş güvenliği önlemlerinden dahi kaçınıyorlar. İşte bu yüzden de iş cinayetlerinin arkası kesilmiyor. Tersanelerde ölen işçi sayısı 136’ya ulaştı. Ama hâlâ yaşananlara “kaza” ve “kader” deniyor. Hiçbir önlem alınmıyor.
Sessizliği bozmanın ve patronların kâr hırsına kurban giden işçi kardeşlerimizin hesabını sormanın tek yolu biz işçilerin örgütlülüğünden geçiyor. Bizler sendikalarımızda, derneklerimizde bir araya gelirsek taşeron sistemini de kaldırırız, insanlık dışı çalışma koşullarını da düzeltiriz. Yeter artık, yaşananlara karşı duyarsız kalınmamalı!