Her sene ilkbaharla birlikte klima üretimindeki artış nedeniyle Konveyör’de de işçi alımları artar. İşyerinde çok yoğun ve yorucu bir çalışma temposu başlar. Gece ve gündüz vardiyası olarak cumartesi-pazar da dâhil haftanın yedi günü durmaksızın çalıştırılırız. Hafta içi de zorunlu mesailer dayatılır. İşi olup da hafta sonu izin isteyen işçilere ise işler yoğun denerek izin verilmez. Mesailere kalmayınca da hemen uyarı yazar ve bizlere gözdağı vermeyi de ihmal etmezler. Fabrikada yazın başlaması ile birlikte insan bedeninin kaldıramayacağı sıcaklığa rağmen çalışma temposu asla yavaşlamaz. Klima ve kombi üreten fabrikada bizler yazın sıcağında yanar, kışın ise soğuktan donarız. Artan sıcaklıklarla birlikte çalışmak tam bir eziyet oluyor, hepimizde halsizlik, baş dönmeleri başlıyor ve bu koşullara dayanamayarak bayılan işçi arkadaşlarımıza yardım bile edemiyoruz. Diğer yandan da üretim hiç aksamadan harıl harıl devam ediyor. Şu sıralar sezon bitiminin yaklaşması ile birlikte işe yeni alınan işçilerin çıkarılmaları gündemde. Bir işçi arkadaşımız işten çıkarıldı bile. İşçiler sürekli olarak işten çıkarılma tedirginliği içinde. Sürekli ortalıkta “acaba kimler işten çıkarılacak?”, “çıkışlar bu hafta mı?” benzeri sorular dönüyor. İşten atılma korkusu ile işçiler daha da susuyor ve göze batmayan, sorun çıkarmayan işçi olurlarsa işten atılmayacaklarını düşünüyorlar. Dört beş ay acımasızca gece gündüz demeden sürekli çalıştırılan bizler patronun işini gördükten sonra kendimizi kapı önünde buluveriyoruz. İşten çıkarılmamak için çözüm daha fazla çalışıp, susmakla olmuyor. Tek bir çözüm yolumuz var, o da tek tek kapı önüne konmadan birlikte mücadele etmeli ve işten atmalara karşı durmalıyız. Kaç aydır gece gündüz demeden çalışmadık mı? Mesai dediler kalmadık mı? Dinlenmeden posamız çıkmış bir halde tekrar tekrar kendimizi fabrikada bulmadık mı? Acaba bu sezon süresi boyunca kaç hafta sonu evde oturup dinlenebildik? Kaç hafta sonumuzu eşimize, çocuğumuza, kardeşlerimize ayırabildik? Şimdi soruyorum bizim hakkımız kapı önüne konmak mı? Hayır değil. O zaman birlik olup bu pervasızlara dur demeliyiz.