Ben tek başına çalışıp çocuk büyütmeye çalışan bir anneyim. Günümüzün yüksek ev kiraları sorununu birçok kez yaşadım, yaşamaya da devam ediyorum. Kiramı ödeyemediğim için sürekli ev taşımak zorunda kalıyorum. Nihayet bütçeme biraz daha uygun olduğunu düşündüğüm bir ev buldum ve pek fazla zorlanmam diyerek başımızı sokacak hücre tipi bir eve taşındım. Hücre tipi diyorum çünkü yerin altında, havasız kolay kolay güneş girmeyen bir ev. Havasız ve güneşsiz bir evde yaşayacağımızı bile bile tuttum, beni ilgilendiren evin nasıl olduğu değil vereceğim kiraydı. Artık kiram eskiye göre yüksek değil biraz rahat ederim dedim ama evdeki hesap çarşıya uymadı, gündüz bile ışık açıyoruz, Temmuz ayının ortasında kışlıklarla yatıyoruz. Bütün bunlara eyvallah deyip yaşamaya çalıştım ama olmadı çünkü evde bir başka sorun çıktı. Evde rutubetten nefes alamıyoruz. Nasıl olduğunu henüz çözemedim, bilmiyorum ama eve girerken rutubet yoktu. Anladım ki bize yine yol gözüktü taşınacağız, taşınmak zorundayız, yoksa bu sefer de kazandığımı hastaneye ve ilaç parasına verecektim. Ben taşınmayı tercih edip yine işten yorgun argın gelerek ev aradım ve buldum, artık buradan da taşınıyordum. Evde son günlerimizdi. Bir gün işten geldim, yemek yiyoruz. Evimize azıcık güneş girdi. Hafif yüzüm güldü, kocaman dünyayı var eden biz işçileriz bir de yaşadıklarıma bak dedim kendi kendime ve düşündüm benim gibi yaşayan milyonlarca insan var. Ve aynı zamanda milyonlarca da oturulmayı bekleyen ev. Ama buralarda oturmak için para gerek para! Çünkü bu sistemde paran kadar yaşayabiliyorsun.