Bu kez ölüm bir inşaat işçisini Gebze’nin Adem Yavuz Mahallesinde yakaladı. Mikserden beton dökümü sırasında binanın 3. katında betonu yere sermeye çalışan 35 yaşındaki inşaat işçisi Zülfikar Kılıç, elektrik akımına kapılarak 3. kattan beton zemine düştü. Zülfikar Kılıç olay yerinde hayatını kaybetti.
Biz işçiler devasa gökdelenler, saraylar, şaşalı oteller, görkemli binalar, şık kıyafetler, birbirinden leziz yiyecekler üretiyoruz ama bunların ne tadına bakabiliyoruz, ne o giysileri giyebiliyor ne de o görkemli binalarda içeri adım atabiliyoruz. Böylesi güzellikleri yaratırken sadece alınterimizi, emeğimizi vermiyoruz, canımızı da veriyoruz yaşanan iş kazalarıyla. Üstelik bunların büyük bir kısmı da gerekli önlemler alınmadığı için yaşanıyor. Patronlar iş güvenliği önlemlerinin maliyeti yükselttiği gerekçesiyle bizlerin hayatını hiçe sayıyorlar. Bu yüzden de yaşanan iş kazalarına her gün bir yenisi daha ekleniyor ve ölen işçilerin sayısı her geçen gün katlanarak artıyor.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye’de yılda 170 bin iş kazası meydana geliyor. Bu kazalarda yılda 1400 işçi yaşamını yitiriyor. Bunlara bir de resmi kayıtlara geçmeyen kazalar eklendiğinde durumun bizler açısından ne kadar ürkütücü olduğu sonucu ortaya çıkıyor. Kimi zaman yanı başımızdaki tezgâhta çalışan işçi arkadaşımız, kimi zaman dünyanın herhangi bir yerinde yüzünü görmediğimiz, sesini duymadığımız, adını bilmediğimiz bir işçi, kimi zaman bir yakınımız aynı sonu yaşıyor. Bizler bu duruma sessiz kalıp uzaktan izledikçe kendimiz için de aynı sonu hazırlamış olacağız. Yeni hayatların sönmesinin önüne geçmek, insanca yaşamak, insanca çalışmak için silkinip uyanalım daldığımız bu derin uykudan. Ancak o zaman hayatımızı kâbusa çeviren bu sistemden ve onun dayattığı pisliklerden kurtulabiliriz. Daha çok kâr etmek için nice hayatları söndüren patronlara gereken cevabı örgütlü mücadele ile verebiliriz.