
Ben bir BRİLLANT işçisi olarak, çalıştığım işyerinde 2 aydan fazla süregelen bir olayı anlatmak istiyorum. 2 ay önce, sırf haklarını aradıkları için dört işçi arkadaşımız işten atılmıştı. Talepleri maaşlarının ve fazla mesai ücretlerinin zamanında ve tam olarak yatırılmasıydı. Üstelik bu talepler sadece bu dört arkadaşımıza değil, tüm BRİLLANT işçilerine aitti. Ancak patron, her zamanki gibi hakkımızı yemeye devam etti ve dört arkadaşımızı işten atarak biz işçilere gözdağı vermeye çalıştı.
Bu işçi arkadaşlarımızı mücadelelerinden dolayı kutlar ve Allahtan onlara yardımcı olmasını dilerim. Çünkü bu arkadaşlarımızın fabrika önünde, işçilerin giriş-çıkış saatlerinde gelerek bildiri dağıtmaları, basın açıklaması yapmaları, döviz açıp megafonlarla işçilere birlik çağrılarında bulunmaları ve çeşitli yollarla işçileri bilgilendirmeleri, patron ve yöneticiler üzerinde ciddi bir basınç yaratıyor. Onların mücadelesi sayesinde işten atmalar durdu ve aylardır birikmiş ücretlerimiz derhal yatırıldı.
Bu nedenle, işten atılmalarına rağmen, işyeri önüne gelip mücadele vermeleri bizler için ayrı bir gurur kaynağıdır. Gerçekten de gurur duyuyoruz onlarla, çünkü ilk kez birileri bunca yıldır sürdürülen haksızlığa karşı çıkıyor. İçerdeki işçiler olarak bizlerin gündemini oluşturan referandum ve basketbol şampiyonası geride kaldı, ama sorunlarımız hâlâ olduğu yerde duruyor. Oysa bu sorunlarımızla yüzleşmek zorundayız. İşten atılan arkadaşlarımızın mücadelesine destek vermek zorundayız. Onlara sahip çıkmak zorundayız. Yoksa sıra bize de gelecek. Susmakla, olan bitene seyirci kalmakla kaderimizden kurtulamayız. Vakit geç olmadan harekete geçmeli ve bir şeyler yapmalıyız.