Merhaba arkadaşlar. Ben yaklaşık 700 kişinin çalıştığı bir nakış fabrikasında çalışıyorum. Bundan bir buçuk sene önce işçiler 2 günlük iş bırakma eylemi yapmışlar. Çünkü patronun işçilere baskılarının yanı sıra vardiya ayda bir değişiyormuş ve her gün, pazar da dahil, 12 saat çalışılıyormuş. Tuvalete iş saatinde giden işçi, o süre yerine paydosta çalışmak zorunda bırakılıyormuş.
Peki 2 günlük iş bırakma neleri değiştirmiş? Pazar günleri çalışmak mecburi olmaktan çıkmış, vardiyalar 2 haftada bir değiştirilmeye başlanmış ve tuvaletler ancak şefin dişini geçirdiği işçiye yasak edilir olmuş. Evet bana denilen şöyleydi: tuvalete gündüzleri ancak paydoslarda, geceleriyse zil çaldıktan 1 saat sonra gidebilirsin! Paydoslar da şöyle: sabahleyin çay paydosu tek poğaça yiyene kadar, öğlen saat 13.00’da yemek paydosu, akşam 17.00’da çay ve 20.00’da paydos. Yani hafta içi her gün 4 saat mecburi fazla mesai. Ama fazla mesailerle birlikte ortalama 900 veya 1000 TL para alan işçinin bordrosunda asgari ücret ve 8 saat çalışma görülüyor. Bir de kâğıt imzalatıyorlar “bütün haklarımı aldım” diye.
Ben bu işe yeni girdim. Lanet olası burada da birçok fabrika gibi sınıflandırma var. Bana da 5. sınıfsın dediler. Aldığım maaş da 730 TL. Niye mi söyledim? Çünkü bugün asgari ücret, geçim indirimiyle birlikte 600 lira, ama ben 100 saat de fazla mesai yapıyorum. Yani ben 100 saat mecburi çalıştırılıyorum ve karşılığında 130 lira alıyorum. Üstelik birçok fabrikada çalıştım ve çoğu böyle. Biri fazla mesaiyi vermez, biri geç verir, 2 veya 3 ay sonra alırsın. Fazla mesailer sözde mecburi değil işçinin inisiyatifine bağlı, fakat bizim işyerinde mecburi hale gelmiş durumda. Yasalara göre fazla mesai ücreti, hafta içi günlerde işçinin saat ücretinin yüzde elli fazlası, hafta sonları da yüzde yüz fazlası olarak verilmek zorunda. Fakat yasaları bile birlikte mücadele edersek uygulatabiliriz, tek başımıza bir şey yapamayız.