Sözleşmeli işçilik, geçici çalıştırma gibi koşullar bugün birçok işçiye dayatılıyor ve maalesef örgütsüz olduğumuzdan dolayı bizler de bunu kabullenmek zorunla kalıyoruz.
Ben de bundan 5 ay önce Topkim ilaç fabrikasında işe başladım ve deneme süresi adı altında 5 aylık belirli süreli iş sözleşmesi yaptık. Bunun deneme süresi olduğu, yeterli performansı gösterdiğim takdirde kadrolu olarak işe alınacağım söylendi bana. İşe başladığımda, deneme süresinin yeni girenler için pek bitmek bilmediğini, sürekli tekrarlandığını gördüm. Daha uzun süredir bu işyerinde çalışan arkadaşlar, işyerinde çalışma koşullarının eskisine göre daha ağır olmasına rağmen krizle beraber ikramiyelerin ve diğer sosyal hakların kaldırıldığını da söylediler. Buna karşı iş bırakan işçiler ise tazminatsız işten atılmakla tehdit edilmiş ve birbirine düşürülmüş.
Benim beş aylık sürem problemsiz geçmesine rağmen, UİD-DER üyesi olduğum işveren tarafından öğrenildiği için, “sendika toplantısına” katıldığım gerekçesiyle sözleşmem yenilenmedi. İş kanununa göre işverenin sözleşmeyi yenilememe hakkı da var zaten. Dolayısıyla yapabileceğim bir şey yoktu. Sözleşmeli işçilik, patronlar açısından, fazla mesailere kalmamaları gibi durumlarda işçileri tehdit etmeye, işlerin yoğun olmadığı dönemlerde daha kolay işten çıkarmalara, tazminat vermemeye yarıyor. Maalesef örgütsüz olduğumuz için bu şartları daha baştan kabul etmek zorunda kalıyoruz.
Çalıştığım yerin idare amiri, hiç beklemediğim şekilde akşam vakti işten çıkarıldığımda, “hakkını araman güzel ama bunu kimseye söylememelisin, bunu işverene bildirmek zorundaydım” dedi. Hiç kimseyle konuşmadan, UİD-DER’de öğrendiklerimizi işyerindeki arkadaşlarımızla paylaşmadan hak aramak tabii mümkün değil. UİD-DER içine kapanık bir dernek değil, önemli olan her seferinde hatalarımızdan ders çıkarıp işçilerin birlik olmasını sağlayabilmek. Yaşadığımız sorunları ancak bu şekilde aşabiliriz.