Bundan tam 30 yıl önce, Türkiye’de yükselen işçi hareketinden korkan patronlar, işçileri geri püskürtmek ve dağıtmak için orduyu görev başına çağırdılar. Binlerce işçi ve devrimci işkencelere maruz kaldı, işinden oldu, fişlendi. Bizler, yani 80 sonrası dönemde doğanlar, çocuk olanlar bu gerici, baskıcı düzenin içinde örgütlü hareket etmenin tehlikeli olduğu öğretilerek büyütüldük. Çevremizde olanlara ilgisizleştirildik. Asıl gücümüz unutturuldu bizlere.
12 Eylül darbecilerinin yargılanması için 19 Eylül Pazar günü binlerce emekçi Kadıköy’deydi. Biz de UİD-DER kortejinde yerlerimizi aldık. Faşizmi ancak işçilerin ezeceğini hep birlikte haykırdık. Sendikalı olmak için işten atılan, direnişte olan UPS, Brillant, Rimaks Tekstil’deki işçi arkadaşlarımız da alandaydılar.
Arkadaşlar patronlar sınıfı bundan 30 yıl önce örgütlü olmamızdan korkuyordu, hâlâ da korkuyor. Bu nedenle bizim gözümüzü yalanlarla boyamaya çalışmaya devam ediyorlar. Onların yalanlarına kanmamalı ve darbecilerin yargılanması için, demokratik hak ve özgürlüklerimiz için birlikte hareket etmemiz gerektiğini unutmamalıyız.