Ben matbaa sektöründe çalışan genç bir işçiyim. İşçilik hayatıma ilkokuldan sonra başladım. Maddi durumumuz iyi olmadığı için okulu bırakıp tekstil atölyelerinde çalışmaya başladım. Sigortasız ve asgari ücretin çok altında bir maaşla günlük 12 saat çalışıyordum. Maaşıma zam istedim vermediler. Bu koşullarda aldığım maaş yetmiyordu. Daha fazla dayanamadım işten çıktım. Daha sonra büyük bir matbaa atölyesinde işe başladım, eski işime göre maaşım biraz yükseldi, sigortam da yapıldı. Uzun bir süredir de aynı atölyede çalışmaktayım ama işi değiştirdiğim halde sorunlarım hâlâ devam ediyor.
Şu an çalıştığım matbaa atölyesinde yakın bir zaman önce çay molalarını kaldırdılar. Kriz gerekçesiyle zam vermedikleri yetmiyormuş gibi mesai ücretlerini de vermemeye başladılar. Patron, “kriz var, eskisi gibi iş yok” diyor ama biz işçiler aralıksız çalışıyoruz, hatta zorunlu mesailere kalıyoruz. Biz bu kadar çalışırken nasıl olur da para olmaz? Para olmadığını söylüyor ama işyerine iki tane sıfır araba aldı, peki hangi parayla aldı bu arabaları?
Görüyorum ki, iş değiştirdiğim halde sorunlarım devam ediyor. Sürekli bir çıkış arıyorum ben. Sorunlarımın bir çözümü olmalı diye düşünürken bir arkadaşım beni başka sektörlerden işçi arkadaşlarla tanıştırmak istediğini söyledi ve çay içmeye davet etti. Çok ısrar edince isteksiz bir şekilde teklifini kabul ettim. Tanıştırdığı arkadaşlar aynı mahallede oturduğumuz, farklı sektörlerde, fabrikalarda çalışan işçi arkadaşlardı. İşyerlerimizde yaşamış olduğumuz sorunlardan sohbet etmeye başladık. Sonra bu işçi arkadaşlar bu sorunu sadece benim yaşamadığımı, sorunların işçilerin ortak sorunları olduğunu ve bu sorunların çözümünün iş değiştirmekten değil çalıştığım işyerinde diğer işçi arkadaşlarla birlik olmaktan geçtiğini anlattılar. Ama ben işçilerin birlik olup da sorunları için bir şeyler yapabileceğine inanmıyordum. Sonra arkadaşlar işçilerin kurduğu ve kendilerinin de haklarını öğrendikleri bir işçi derneği olduğunu söylediler ve beni de oraya davet ettiler. Sürekli gidip gelmeye başladım. Bir gün beni haklarını aradıkları için işten atılan UPS işçilerinin direnişine davet ettiler. O gün işe gitmedim, UİD-DER’li arkadaşlarla UPS direnişini ziyaret ettik. Ben o gün işçilerin birlik olduklarında nasıl da haklarını aradıklarına şahit oldum. Artık anlıyorum ki işyerimde sorunlarımın çözümünün tek çaresi, çalıştığım işçi arkadaşlarla birlik olup patronun karşısına hep birlikte çıkmakmış!
Birleşen İşçiler Yenilmezler!