Ben bir ev hanımıyım. Hiç işçilik yapmadım. İşçilik hakkında da öğrendiklerim çocuklarım sayesinde oldu. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği'nin bayramda hazırlamış olduğu etkinliğine katıldım. Program çok güzeldi. Herkes yemek yapmış getirmiş. Yemeklerimizi yedik. Sohbet ettik ve şarkılar söylendi, şiirler okundu.12 Eylül’den bahsedildi. 12 Eylül’de yaşı büyütülerek idam edilen gencecik fidan Erdal Eren için yazılan şiir okundu. Çok duygulandım, ağladım. Sınıf kürsüsüne çıkan gençler iş koşullarından bahsetti. İşten atılan işçiler neden işten atıldıklarını anlattı. Bazı işçiler de derneğin öneminden ve öğrendiklerinden bahsettiler.
Ben bu dernekle kızım sayesinde tanıştım. Kızım götürdü beni derneğe. İlk başlarda gidiyordum ama çok korkuyordum. Acaba bir şey mi olacak, polisler gelip götürür mü diye. Komşulara derneğe gittiğimden bahsettiğimde de, bana “ne işin var senin orada, kızını niye gönderiyorsun, başına bir şey gelir” diyorlardı. Onların yüzüne karşı bir şey demesem de aklıma takılıyordu. Kızım “bir şey olmaz, kötü bir şey yapılmıyor, işçiler haklarını öğrenmek için geliyor” diye anlatıyordu, yine de ikna olmuyordum. Şimdi ise artık böyle düşünmüyorum. Hiç korkmuyorum. Tanıştığım kimseye de bir şey olmadı. Kızıma da derneğe de. Çünkü oraya işçiler haklarını öğrenmek için geliyor. Öğrenmek güzel bir şeydir. Benim annelere çağrım: çocuklarına baskı yapmasınlar. Onlar da beraber derneğe gelsinler, kafalarına takılanları anlatsınlar. Çocuklarına destek olsunlar. Çocukları haklarını öğrendiklerinde haksızlığa uğramaz, ezilmezler.