Binlerce metal işçisini ilgilendiren toplu sözleşme süreci 14 Eylülden itibaren başladı. Metal sektöründeki grup toplu sözleşmeleri, Türk-Metal, Birleşik Metal-İş ve Çelik-İş sendikaları ile metal patronlarını temsil eden MESS arasında yürütülüyor. MESS’e bağlı metal patronları bu süreçte metal işçilerinin sınırlı olan haklarını daha nasıl kırparız diye uğraşıyorlar. İşçileri temsil eden Türk Metal, Çelik-İş ve Birleşik Melal-İş sendikaları ise TİS sürecine ilişkin her biri ayrı ayrı teklifler sunuyorlar. Ancak işçileri temsil eden sendikalarının tepesinde oturan sendikacıların sundukları tekliflerden üyelerinin haberleri bile yok. Gangster Türk- Metal’in tepesinde oturan çete başları, bıraktık üyelerine sormayı, aksi bir ses çıkaracak işçileri hemen işten atmakla tehdit ediyorlar. Çelik-İş’in ve Birleşik Metal-İş’in tepesindeki bürokratlarsa üyelerine sorarak veya işçilerle birlikte bir TİS taslağı hazırlamıyorlar.
Bundan önceki sözleşme döneminde kriz bahanesiyle metal işçileri ne yazık ki hiçbir kazanım elde edememişlerdi. Ücretler açlık sınırının bile altında kalmış, sosyal haklar iyice kırpılmış, esnek çalıştırma sözleşmeye sokulmuş, üç vardiya çalışan onlarca fabrikada vardiya sayısı ikiye düşürülmüştü. Aradan tam iki yıl geçti ve bir sözleşme dönemi daha geldi çattı. Peki, taslaklar hazırlanmış, teklifler sunulmuş ve görüşmeler başlamışken, metal işçileri hayatlarını bu kadar yakından ilgilendiren bu sürece ne kadar dahiller? Süreç hakkında ne kadar bilgiye sahipler?
On binlerce metal işçisini ilgilendiren bu süreçte işçilerin çok büyük bir kısmı TİS sürecinden bihaber durumda. Metal işçileri, üyesi oldukları sendikanın verdiği teklifi ya sendikaların web sitelerinden ya da basına yansıyan haberlerden öğreniyorlar. Bunun en büyük nedeni, sendikalarda TİS sürecine dair ciddi bir çalışmanın yapılmamasıdır. Yani sendikacılar ne TİS sürecine ne de işçilerin eğitim ve örgütlenmesine dair bir şey yapıyorlar. Bir metal işçisi olarak ben de farklı fabrikalarda çalışan işçi arkadaşlarımla yaptığım sohbetlerde hep aynı cevabı alıyorum: “Fabrikada bununla ilgili herhangi bir hazırlık yok”, “fabrika çok durağan şaşırıyorum, bu işe bir anlam veremiyorum”, “sendikacılardan herhangi bir açıklama gelmiyor”… Bu cümleler gösteriyor ki, sendikacılar işçileri TİS sürecine dahil etmeden MESS patronlarının karşısına cılız bir örgütlenmeyle çıkıyorlar. Fabrikadaki işçi temsilcileri de taslak hakkında bir şey bilmiyorlar.
Sendikal mücadelenin bir parçası olan ve hayatımızı yakından ilgilendiren TİS sürecine doğrudan katılmalıyız. Çalışma koşullarımızı, ücretimizi belirleyen sözleşme taslaklarının hazırlanmasında sonuna kadar taleplerimizi dile getirmeliyiz. Binlerce metal işçisini ilgilendiren sözleşme sürecinin nasıl hazırlandığını, nasıl sonuçlanacağını, patronların insafına, sendika bürokratlarına eline bırakmışsak bu biz işçilerin örgütsüz olduğunun en açık göstergesidir. Çalıştığımız fabrikalarda “temsilcileri seçtik, onlar yapsın”, “sendikaya yönetici seçtik, bizi temsil etsinler” dediğimiz sürece elimizde kalan hakları da kaybedeceğiz. Eğer insanca çalışma, insanca yaşayacak bir ücret ve sosyal haklar istiyorsak örgütlenmek zorundayız. Bizler ancak o zaman karşımıza çıkacak engelleri aşacak gücü kendimizde bulabiliriz.