Kam Beton, prefabrik beton malzeme üreten bir fabrika. Sarayköy ve Temelli’de 2 ayrı fabrikadan oluşuyor ve fabrikalarda toplam 400 işçi çalışıyor. Fabrikanın “vizyonu” Türkiye’de sektör liderliğini korumak ve “misyonu” Türkiye’deki genel inşaat sektörü pazarından, prefabrik beton sektörünün aldığı pazar payı yüzdesinin arttırılmasını sağlamak imiş. Peki, fabrika yönetiminin bütün bunları sağlayacak işçilerin çalışma ve yaşam koşullarına dair “vizyonu” ve “misyonu” ne dersiniz? Cumartesi-Pazar izinlerinin kullandırılmaması, uzun çalışma saatleri, geç yapılan sigortalar, sigorta primlerini düşük ödemek için maaşların bankaya asgari ücretten yatması, mesai ve primlerin elden verilmesi ve bunun benzeri pek çok sorun ve sıkıntı. Kam Beton’da iş çok ağır, prefabrik beton kalıpların ağırlığı tonlarla ölçülüyor yani iş kazası riski çok fazla. Fakat işveren korkusuzca sigorta başvurularını geciktirebiliyor, çünkü işçiler iş kazası geçirdiğinde bir şekilde işçileri kandırıp, ikna edip bu işten sıyrılacağını düşünüyor. Yakalanması halinde yiyebileceği cezalardan hiç korkmuyor ve sigorta primlerini eksik yatırarak işçilerin geleceklerinden çalıyor. Çünkü patron da biliyor ki tüm patronlar bu hırsızlığı yapıyor ve devlet bu duruma bilerek göz yumuyor, kendisi enayi mi de işçilerin hakkını versin!
Kam Beton patronu dünyadaki hiçbir patrondan farklı davranmıyor. Patronluğun hakkını veriyor ve kendi kârına kâr katmak için işçiden kıstıkça kısıyor. Peki, Kam Beton’da çalışan işçiler işçi olmanın hakkını verebiliyorlar mı? İş kazası geçirdiklerinde daha sigortalarının yapılmadığını öğrenip bunun hesabını sorabiliyorlar mı? Her işçinin en doğal hakkı ve ihtiyacı olan haftalık izin hakkını kullanabiliyorlar mı? Yarattıkları milyarlarca liralık değerin karşılığında insan gibi yaşabilecekleri, çocuklarına istedikleri gibi bakabilecekleri bir ücret alabiliyorlar mı? Yaşlılıkları için birikim yapabiliyorlar mı?
Biz verdiğimiz emeğin, döktüğümüz alınterinin karşılığını istiyoruz. Patronları, müdürleri ve onların ailelerini beslediğimiz yetti, artık kendi ailemizi beslemek istiyoruz. Öyleyse yaşadığımız bu sorunların çözülmesi ve hakkımızı alabilmek için fabrikadaki bütün işçiler hiçbir ayrım gözetmeden bir araya gelmeli, patronun yaptığı haksızlıklara karşı birlik olmalıyız.
Birleşen İşçiler Yenilmezler!