Merhaba işçi ve emekçi arkadaşlarım. Ben Gebze'de bir plastik fabrikasında çalışan bir işçiyim. Yaşadığım iş koşulları çok ağır olduğundan sizlerle paylaşmak istiyorum. Öncelikle çalışma saatlerimiz çok uzun, ayrıca zorunlu mesailer, baskı ve insani olandan uzaklaştırma ve makineleştirme mantığı uygulanıyor. İşçilerin yan yana gelmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Ustalar güvensizlik ortamı yaratma çabasında. Kendilerini patronun sözcüsü ilan ediyorlar, patron gibi davranıyorlar, hâlbuki onlar da işçi. Ustanın yanlış yaptığı işi dile getirmem ve reddetmem onun için hakaret anlamını taşıyormuş. Bu nedenle patronla görüştüğü, işten atılmamı istediği ve bunu diğer işçilere anlatarak beni huzursuz etmeye çalıştığı ortaya çıktı. Ben de kendi hakkımı savundum. Patronun karşısına geçtim ve olan biteni bir de benden dinlemesi gerektiğini söyledim. Daha sonra olay açığa kavuştu. Benim haklı olduğum anlaşıldı. Susmak çözüm değil hiçbir şekilde.
Bant usulü çalışıyoruz, insanüstü bir performans sergiliyoruz. Belirli bir işe bağlı kalmayıp tüm bölümlerden sorumlu tutuluyoruz. Enjeksiyonda çalışan işçi arkadaşlarımın çay paydosu bile yok, onları daha çok yoruyorlar. Makinenin bir dişlisi gibiyiz adeta, ama makine bizden daha çok söz sahibi, bozulduğunda durabiliyor en azından. Kadın-erkek herkes eziliyor. Maddi zorluklar, yaşam savaşı ve geçim sıkıntısı nedeniyle kimse şikâyetçi görünmese de, sözle söylenmeyen görünen gerçeklikler ele veriyor çalışanları. Birlikte hareket edebilmek için elimden geleni yapsam da arkadaşlarımın korku ve endişeleri düşüncelerini paylaşmalarının önüne geçiyor. Ama bu pes edeceğim anlamına gelmiyor. Bir yolu olmalı. Mutlaka bir yolu olmalı!
Yaşasın İşçi Sınıfının Dayanışması!