Geçen ay şeker bayramı dolayısı ile kamu çalışanlarının maaşları yaklaşık bir hafta erken verildi. Kamu çalışanları “bir garip mutluluk” yaşadı. Evlerine alış-veriş yaptılar, çocuklarına bayramlık elbiseler aldılar, ailelerini ziyarete giderken elleri dolu gittiler. Bu günleri sadece bayramlarda yaşıyoruz deyip keyfini çıkarmaya çalıştılar.
Bayram geldi geçti. Zaman ilerledi. Kredi borçları yatırıldı, elektrik, su, telefon, doğalgaz faturaları ödendi. Ev sahibine uğrandı, çocukların servis paraları da yatırıldı ve elde hiçbir şey kalmadı. Ardından, Ekimin 15’i iple çekilmeye, maaş yatsa da sıralı olan borçları ödeyebilsek denmeye başlandı.
1980 öncesinde çalıştığı koşulları bize anlatan işçi ağabeylerimizden, ablalarımızdan biliyoruz ki, onlar bayramlarda maaş dışında ikramiye de alırlarmış. Üstelik yılda 6-8 ikramiyeye kadar çıkarmış ikramiyeleri. O zaman devlet ve patronlar daha zengin ve daha mı cömertmiş? Hayır! O zaman işçiler daha mücadeleci, daha savaşkanmış. Bugün bu haksızlıklar bize bu kadar kolaylıkla yapılabiliyorsa biz mücadele etmediğimiz içindir. Geçmiş yılların çalışma koşullarına dair anlatılanlar ne hikâye ne de çok geride kaldı. Sadece bayramlarımızı değil gelecek güzel günlerimizi vereceğimiz mücadele ile kazanabiliriz.
İnsanca yaşayacak ücret istiyoruz!