Günler yine ölüm haberleriyle geldi. Ölüm fabrikalarda, atölyelerde, sanayi sitelerinde fütursuzca kol geziyor. Ölümler, iş cinayetlerine davetiye çıkaran patronların umurunda olmuyor.
Gebze’de, Kroman Çelik’te bir iş cinayeti daha yaşandı. Bir daha diyoruz çünkü bu iş cinayeti ilk değil bu fabrikada. Bizleri de acıya boğan son iş cinayetinde Ali Babacan adlı işçi kardeşimiz yüksekten düşerek hayatını kaybetti. Hastaneye dahi gidemeden fabrikanın ortasında, işçilerin acı dolu bakışları arasında yaşamdan kopup gitti işçi kardeşimiz.
Tuzla’da yaşanan en son iş cinayetinde de aynı acı vardı. Çiçek Tersanesi’nde çalışan 29 yaşındaki Zülfikar Uysal’dan tam 4 gün boyunca haber alınamadı. 4 uzun günün sonunda işçinin cesedi denizden tersanenin kıyısına vurdu. Kimdi bu ölümün sorumlusu? Yüzlerce insanı sıradan bir eşyaymış gibi kullanıp atan tersane patronları değil mi?
Taşeron firmada zar zor iş bulan Erkan Keleş’i belki de hiçbiriniz tanımıyorsunuz. BEDAŞ’a bağlı taşeron firma onu yüksek gerilim hattında elektrik arızasını onarması için göz göre göre ölüme yolladı. Hiçbir koruyucu önlem alınmadan Keleş’e görev verildi. İtiraz etmeden işe koyuldu. Patronların vurdumduymazlığı Erken Keleş’i ölüme gönderdi. Şimdi kim bu patronun masum olduğunu söyleyebilir.
Hatay’ın Güzelburç beldesinde Dericiler Sitesi 3 işçiye mezar oldu. Kompresör kazanının patlaması üç işçiyi hayattan kopardı götürdü. Çalışırken aynı kaderi paylaşan 3 işçi, ölürken de aynı kaderi paylaştı.
Kim yazıyor bu kötü kaderi işçi kardeşler? Bunca ölüm tesadüf mü, kader mi? Elbette hiçbiri değil! Patronun iş baskısı, alınmayan önlemler, işsizlik ve en önemlisi de örgütsüzlüğümüz. Daha kaç can aramızdan acı acı toprağa gömülecek? Her iş cinayeti yüreklerimizi dağlıyor. Ölümlere hepimiz üzülüyoruz ancak elimizden ne gelir diyerek bir kenara çekiliyoruz. Hayır, kardeşler bir kenara çekilip yaşanan ölümlere seyirci kalmamalıyız. Ateş sadece düştüğü yeri yakmaz, yayılır, genişler. Ateş sırayla bütün işçileri yakıyor. Bu ateşi söndürmek için örgütlenmeli ve mücadele etmeliyiz.