
Sendikalar emeklilik reform planı geri çekilinceye kadar grevlere devam edeceklerini duyurdular. Demiryolları ve benzin istasyonlarında süren eylemler Fransa’da hayatı felç ediyor. Geçen hafta öğrenci gençliğin de eylemlere destek vermesi, Fransa’nın tarihinde güçlü bir mücadele örneği olan 68 mücadelelerini akla getirdi. Son süreçte yüz binlerce öğrenci, işçilere destek vermek için grevlere katılıyor. Grev gözcülüğü yapıyorlar ya da fabrika önlerinde bekleyerek fabrikaların çalışmasını engelliyorlar. Sendikalı işçiler ve sendikacılar benzin istasyonlarını ve petrol rafinerilerini bloke ediyorlar.
Yapılan anket sonuçlarına bakıldığında, halkın büyük çoğunluğunun reform paketine karşı çıktığı görülüyor. Gençler arasında bu oran %70’lere çıkıyor. Bu yüzden hükümet öğrenciler üzerinde baskı kurmaya çalışıyor. Polis, öğrencilere ve işçilere göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi ile saldırıyor. Gösteriler esnasında, 16 yaşında bir öğrenci, polisin plastik mermi atması sonucu bir gözünü kaybetti. Birçok kişi yaralandı. Çok sayıda işçi ve öğrenci gözaltına alındı.
Fransa’da patronlar eylemlerin önü alınmaz bir grev dalgasına dönüşmesinden korkuyorlar. Birçok işyerinde sendika ve işçiler greve çıkmak için toplantılar yapıyorlar. Kamu sektörünün geniş bir kesimini içine alan grev oylamaları yapılıyor. Sendikacılar “Grev bize pahalıya mal olacak ama hayatımızın iki yılını savunuyoruz ve buna değer” diyorlar. Kamyon şoförleri de greve katılmışlardı, şimdi ise yollarda yavaş giderek trafiği kesmeye çalışıyorlar. Özellikle ana yolları ve nakliye yollarını bloke etmiş durumdalar. Aynı şekilde para transferi yapan zırhlı araç şoförleri de greve katılacaklarını duyurdular. Para transferinin yapılmaması ekonomiyi ağır etkileyecek. Hemen hemen tüm sektörlerde greve katılım artıyor. Havaalanlarında hava trafik kontrolörlerinin çalışmaması nedeniyle uçuşlar kısmi olarak 22 Ekime kadar iptal edildi.
Fransa’da benzin istasyonları bir haftadır bloke edilmiş durumda ve ciddi petrol sıkıntısı yaşanmaya başlandı. 18 Ekim Pazartesi günü 1500 benzin istasyonu greve katıldı. Özellikle ülkenin önemli petrol rafinerisi ve ana liman kenti olan Marsilya’da 3 haftadır grev sürüyor. 12 Ekimdeki greve 230 bin işçi katıldı. Ülkenin nükleer istasyonu Flamanville’de 180 kişinin katıldığı grev oylamasında 175 kişi 48 saatlik greve çıkma yönünde oy verdi. Demiryolu işçileri, demiryolu taşımacılığını felç ettiler. Demiryolu işçileri “Biz bu hareketi durdurmak istiyorsak, ülkeyi felce uğratmamız gerekir” dediler ve yaptılar.
Fransa’da işçiler, hükümete “biz izin vermeden sen bir şey yapamazsın” diyorlar. Adına reform denilen saldırı yasası geri çekilinceye kadar grevlere devam edeceklerini ilan ediyorlar. Reform paketi, Fransız patronları açısından kritik önem taşıyor. Şimdiki yasalar altında Fransız işçiler çift kademeli emeklilik sisteminde 60 ya da 65 yaşında emekli olabiliyorlardı. Fakat değişiklik yapılırsa emeklilik yaşı 2 yıl arttırılacak. Hükümet son iki yıldır gayri safi milli hâsılanın %80’ine ulaşan devlet borçlarını işçilerin sırtına yıkmak istiyor. Emeklilik yaşının artırılmasıyla hükümet, işçilerin iflâsı pahasına 70 milyar euro kurtarmayı hedefliyor.
Fransa’da emekçiler son yıllarda yoğun bir hareketlilik içindeler. “Kâğıtsızlar” olarak adlandırılan göçmen işçiler arasında işsizliğin %50’lere yaklaşması üzerine, varoşlar 2005 Kasımında isyan etmişti. Bir yıl sonra benzer bir isyan, 2006 yılında çıkarılan İlk İş Sözleşmesi Yasasına (CPE) karşı patlak verdi. Hükümet bu yasayı gençlere iş sağlayacağı vaadiyle pazarlamaya kalkışmıştı. 26 yaş altındakilerin 2 yıllık deneme süresi dahilinde çalıştırılmasına ve hiçbir sebep göstermeksizin işten çıkartılmasına olanak tanıyan bu yasanın geri çekilmesi için gençler sokaklara dökülmüş, üniversiteler işgal edilmişti. Sarkozy’den önceki başbakan De Villepin hükümeti 2006 yılında sokaklara dökülen kitleler tarafından süpürülmüştü. Sarkozy ise aynı kâbusu bugün yaşıyor.