Bugüne kadar hiç tiyatroya gitmedim. Ya çok çalışmaktan vakit bulamadım ya da bizden uzak gördüm. Tiyatroya sanki zengin işiymiş gibi baktım hep. Ta ki 17 Ekim Pazar günü UİD-DER İşçi Tiyatrosu Topluluğunun hazırlamış olduğu oyunları izleyene kadar.
İşçiye işçinin diliyle komediyi, trajediyi, hüznü, tebessümü çok iyi pay eden, düşündüren ve düşündürürken ne yapılması yönünde doğru mesajlar veren oyunlar izledik. Hırsız ve Çanta adlı oyunla güldük. Alışveriş Canavarı’nda ne denli saf olduğumuzu gördük. İşsiz Adam’la işsizliğin yol açtığı trajediye şahit olduk. Tersanede Ölüm Var adlı oyunda, patronların gerekli iş önlemlerini almadığını ve işçileri ölüme gönderdiğini gördük. Kısacası güldürten ve gülen, ağlatan ve ağlayan, düşündürten ve düşünen işçilerdi. Son olarak bütün işçilere şunu söylemek istiyorum: İşçiden işçiye işçinin diliyle, UİD-DER’le mücadeleye!