
Yaşanan işten atmalardan sonra işçilerin bastırmasıyla fabrika önüne gelmek ve direniş başlatmak zorunda kalan sendika yöneticileri, süreç içinde direnişçi işçilerin mücadelesini geriletmiş ve mücadeleyi bitirmeye dönük adımlar atmışlardır. Önce işçileri iş aramaya yönlendiren yöneticiler, işçileri hazırladıktan sonra direnişi bitirme kararı aldılar.
İşçiler kötü çalışma koşullarını değiştirmek, düşük olan ücretlerini arttırmak ve patronlar karşısında birleşerek hareket edebilmek için sendikalaşma yolunu seçiyorlar. İşçilerin sendikalaştıklarını haber alan patronlar, işçilerin örgütlenmesini engellemek için önde duran işçileri işten atıyorlar. Örgütlendikleri için işten atılan işçiler, işyerinin önünde direnişe geçerek işlerine sendikalı olarak geri dönmek için mücadele veriyorlar. Ama sendikaların başına çöreklenmiş bürokratlar ve sendikaları kendi işyerleri gibi gören, koltuklarını korumanın derdinde olan sendikacılar, mücadelenin büyüyüp gelişmesi için hiçbir şey yapmıyorlar. Ve direnişler kısa bir zaman içinde pörsüyüp dağılıyor. Yaşanan örnekler açıkça göstermektedir ki, işçiler mücadelenin kontrolünü kendi ellerine almalılar. Mücadelelerin başarıya ulaşması için, direnişler tek fabrikayla sınırlı kalmamalı, ortaklaştırılmalı ve mücadele sanayi bölgelerine yayılmalıdır.