Selam arkadaşlar. Biz bir grup Rimaks direnişçisiyiz. Biz 17 Ekimde UİD-DER İşçi Tiyatrosu Topluluğunun hazırlamış olduğu tiyatro gösterisine katıldık. Tek kelimeyle muhteşemdi diyebiliriz. Bu sayede, işçilerin isteyince ve birlikte hareket edince neler yapabileceğini kendi gözlerimizle gördük. UİD-DER’li işçi arkadaşlarımızın her biri 8-10 saat değişik sektörlerdeki fabrikalarda çalışmalarına rağmen, usta tiyatroculara taş çıkaracak oyunlar sergilediler. Belki inanmayacaksınız ama tiyatro hocası bile bir işçi.
Oyunlara gelecek olursak: Arkadaşlarımız, hepimizin çalıştığı yerlerde yaşadığımız sorunları hem güldürerek hem düşündürerek anlattılar. Örneğin “Alışveriş Canavarı”; hepimiz alışverişe gidince cebimizde biraz para kalsın diye istediğimizi değil de zorunlu ihtiyaçlarımızı almak zorunda kalmıyor muyuz? Ama beri taraftan televizyonlardan sürekli tüketmemiz için kışkırtılıyoruz. Oyun sürekli tüketme propagandasına bir eleştiri getiriyordu. “Hırsız ve Çanta” adlı oyun ise çokbilmiş, gülünç polislerle dalga geçiyor ve polis baskısına dikkat çekiyordu. Diğer bir oyun, “Tersanede Ölüm Var” idi. Tersanelerde ölüm, işçilerin üstünde bir kara bulut gibi dolaşmıyor mu? Geçtiğimiz günlerde Çiçek Tersanesi’ndeki bir arkadaşımız daha alınmayan önlemler nedeniyle iş kazası geçirdi ve yaşamını yitirdi. Ölenlerin sayısı 142’ye yükseldi. Bizim zorumuza giden, tersane patronlarının bu ölümleri işçilerin ihmalkârlığı olarak göstermesi. İş cinayetlerinde yaşamını kaybedenlere adanan oyun, ölümlere dikkat çekiyordu. Oyunların diğer biri de “İşsiz Adam”dı. Patronlar daha az maliyet daha fazla iş istiyorlar, işçi çıkartıyorlar. Sistem işsizlik üretiyor. İşsizler ordusu her geçen gün çoğalıyor. Oyun, işsizlikle gelen drama dikkat çekiyordu.
Peki, bunları kırmanın bir yolu yok mu?
Tabii ki var. UİD-DER’li işçi kardeşlerimizin de bize anlatmak istedikleri gibi örgütlü, birbirine sahip çıkan bir işçi sınıfı oluşturabilirsek, ölümleri durdurabilir ve işsizliğin yol açtığı dramların önüne geçeriz.