
Patronların korkulu rüyası UİD-DER yine bir bülten dağıtımıyla iş başındaydı. Tuzla Aydınlı’da bulunan Emin Teknik adlı flex hortum üreten, 300 yüz kişinin çalıştığı fabrikaya UİD-DER’li işçiler olarak bülten dağıtımına gittik. Doğrusunu söylemek gerekirse, hayatımızda karşılaştığımız en komik bülten dağıtımıydı. Ama UİD-DER’den ne kadar korktuklarını da gördük.
Bizi gördüklerinde o kadar korktular ki kapıları kapattılar, servisleri içeri sokup işçileri içerde servislere bindirmeye çalıştılar. İşten çıkan işçileri ustabaşı “kâğıt falan verirlerse almayın, çabuk hemen servislere binin” diyerek korkutmaya çalıştı. Dışarıda bizi uzaklaştırmaya çalışan ustabaşı ve güvenlik, fabrikayı göstererek, “buraya bir daha gelirseniz sizi içeri alırım” diye tehdit etti. Sonra da propagandaya başladı: “Bu işyerinde bir sorun yok ki, iş arıyorsanız gelin verelim, çalışın.” Bu konuşma, yani işyerinde bir sorun olmadığı yalanı ve bizleri işe alacakları yalanı servisler işyerinden ayrılana kadar devam etti. UİD-DER’den ne kadar korktuklarını görünce bir hayli sevinç duyduk, güldük. Aramızda bununla ilgili şakalar hâlâ devam ediyor. İşsiz arkadaşlarımıza buradan sesleniyoruz, bizimle bülten dağıtımına gelirseniz Emin Teknik sizi de içeri alabilir, iş sahibi olabilirsiniz!
Tabii ki bizler tehditlere gülüp geçtik ve bülten dağıtımımıza devam ettik. İşçi arkadaşların çoğu ne yazık ki çekindikleri için bülten almadılar. Ama şunu söylemeliyiz ki kadın işçiler erkek işçilere oranla çok cesurdular ve tüm tehditlere rağmen bülteni aldılar. Biz de bu sayede patronların, birleşen işçilerin gölgelerinden bile ne kadar çok korktuklarını bir kez daha görmüş olduk.
Bu gittiğimiz fabrikada birçok işçi kardeşimiz iş kazası geçirdi ve bu kazalar hâlâ devam ediyor. Bu zamana kadar parmaklarını kaybedenlerden tutun da, 380 Voltluk elektriğe kapılarak iç organları parçalananlara kadar birçok işçi iş kazasına uğradı. İşçi arkadaşlarımızın kaderi değişmiyor. Biz mücadele etmezsek, “kader” deyip geçersek, daha kötüleri de başımıza gelecek. Eğer bu iş kazalarına, kötü çalışma koşullarına, düşük ücretlere maruz kalmak istemiyorsak işçiler olarak bir araya gelmekten başka bir çıkar yolumuz yok. Yoksa her geçen gün “bugün kimin başına ne gelecek?” diye korkular içinde kıvranmaktan başka bir şey yapamayız. Korkunun ecele faydası yok, ya birleşir haklarımızı korur ve genişletiriz, ya da her geçen gün biraz daha köle oluruz.
İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek!