Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği sitesinde yayınlanmıştır (https://uidder.org)

Anasayfa > Etkinliklerimiz > İşçi Tiyatrosu > İşçiden İşçiye İşçinin Diliyle UİD-DER Tiyatrosu > UİD-DER İşçi Tiyatrosu Büyümeye Devam Ediyor!

UİD-DER İşçi Tiyatrosu Büyümeye Devam Ediyor!

Söğütlüçeşme’den bir işçi

08.11.2010

UİD-DER sayesinde hem tiyatroya gittim hem de yaşamış olduklarımızı sahnede izledim. “İşçiden İşçiye İşçinin Diliyle Tiyatro” başlığıyla 4 ayrı oyundan oluşan etkinlikte kare kare yaşadıklarımız anlatıldı. “Alışveriş Canavarı” oyununda, elinde avucunda ne varsa promosyonlarda harca diyen sistemin, sürekli reklâm, sürekli propaganda sayesinde bizleri ne hale getirdiğine dikkat çekilmiş.

Zaman zaman hepimizin yaşadığı bir şeydir işsizlik, kronik bir hastalık gibi yapışmıştır yakamıza. “İşsiz Adam” adlı oyun, işsiz bir işçinin ruh halini, işsiz kaldığımızda neler yaşadığımızı, iş için başvurduğumuz işyerlerinde nasıl karşılandığımızı anlatıyordu.

“Hırsız ve Çanta”da ortada iki tane çanta vardı. Biri evden atılmış garip bir adama, biri de UİD-DER’li bir işçiye ait çantalar birbirine karışıyordu. Oyun, polis baskısını anlattığı gibi, İşçi Dayanışması bülteninin işçilere ulaştırılma çabasına da değiniyordu. “Tersanede Ölüm Var” bu oyun tersanelerde ölen 142 işçinin anısına sahneye konulmuştu. Tersanelerdeki ölümlerin kaza değil cinayet olduğunu tüm çıplaklığı ile anlatıyordu. Sadece tersanelerde değil biz örgütsüz olduğumuz için işyerlerinde ustaların, patron yalakalarının bizlere nasıl davrandığını anlatan oyun bir işçinin ölümüyle bitti.

Bütün oyunların her sahnesini büyük bir keyif ve coşkuyla izlerken aynı zamanda duygularımız altüst oluyordu. Kimi zaman öfkeleniyor, kimi zaman kahkaha atarak gülüyor, kimi zaman da içimizde buruk bir duygu ile yüz yüze kalıyorduk. Yüzümüze buruk bir tebessüm, gözlerimiz ağlamaklı halde, son sahneye kadar izledik. Her sahnesinde müthiş bir alkış alan oyun son sahnede seyircilerin suskunluğa boğulmasına yol açtı. Ölüm sahnesi ile biten oyunda sanki herkes kendini suçlayıp bu işçiyi biz öldürdük dercesine yüreklerini birleştirmişti. Oyun bile olsa ölüme alkış tutulmuyordu. Salonda bir sessizlik, yumruklarımız sıkılı, yüreklerimiz isyankâr, gözlerimizden damla damla yaşlar süzülüverdi. Salon bir anda buz kesildi. Herkesin sanki kendi ile yüzleştiği bir anda sahnedeki perdede “ÖRGÜTSÜZLÜK ÖLDÜRÜYOR” yazısı geldi. Gözlerimiz yazıda, yüreklerimiz öfkeli, kulaklarımız bir sese kilitlenmiş gibi öylece beklerken, gür bir sesle atılan “YAŞASIN SINIF DAYANIŞMASI”, “UİD-DER YÜRÜYOR, MÜCADELE BÜYÜYOR” sloganlarıyla ayağa kalkıp bu sisteme olan öfkemizi kustuk. Suskunluk ve karamsarlık bozuldu, yüreklerimizde bir umut ışığı tekrar yeşerdi. Bize bu muhteşem oyunları sergileyen oyuncular sahneye geldiğinde ellerimizi birbirine vurup avuçlarımız patlarcasına alkış tuttuk.

Fabrikalardan, mahallelerden, okullardan birçok işçinin ve öğrencinin katıldığı tiyatroda, aramızda direnişte olan, daha önce direniş yaşamış işçiler de vardı. Örgütlü olmanın önemini ve direniş süreçlerini anlatarak deneyimlerini bizlerle paylaştılar. Tiyatro boyunca sahne değişimlerinde “Dinleyin Arkadaşlar, Bir Ata Sözümüz Var, Biri Yer Biri Bakar, Kıyamet Ondan Kopar” marşının müziği de ayrı bir güzellik katmıştı. Ben tiyatroyu çok seven bir kişiyim benim için bu tiyatronun ayrı bir önemi daha vardı. Hayatımda ilk defa sinevizyon eşliğinde tiyatro izledim. Bazı oyunlarda oyuncuların kendisinin olduğu kısa filmler de vardı. Sinemadaymışsın gibi ekranı izlerken birden karşında aynı kişiler belirip tiyatroda olduğunu hatırlatıyor ve seni hayatın gerçekleri ile yüz yüze bırakıyor.

Sahnelenen 4 oyun da, bu sistemin iğrençliklerine örgütsüz olduğumuz için katlanmak zorunda kaldığımızı anlattığı gibi, örgütlü olduğumuzda neleri başarabileceğimizi de anlattı. İzlediğimiz oyunları yazmak da oynamak da bir örgütlülük işi idi. İzlediğimiz oyunda oynayan oyuncular fabrikalardan, işyerlerinden, okullardan çıktıktan sonra eve gitmek yerine tiyatro çalışmalarına katılmıştı. Dekorundan makyajına, kostümünden sahne ayarlamasına kadar her şeyi işçi arkadaşlar kendisi yapmıştı. Tiyatroda işçiye, işçiyi kendi diliyle anlatmak cesaret ister, deneyim ister, zaman ister. Tüm bunları ancak örgütlü bir ekip başarabilir. UİD-DER’de işçiler tiyatro yapıyor, hem de tiyatronun en güzelini, hayatın gerçeğini ele alarak. UİD-DER’li işçiler işçi tiyatrosu yaparak tiyatronun nasıl oynandığını gösteriyor. Kurulduğu günden beri işçilerin birliğini savunan ve işçileri bir araya getirmek için birçok çalışma yürüten UİD-DER sabırla ve kararlılıkla yolunda yürümeye ve büyümeye devam ediyor.

Yaşasın İşçi Tiyatrosu!

UİD-DER Yürüyor, Mücadele Büyüyor!

  • İşçiden İşçiye İşçinin Diliyle UİD-DER Tiyatrosu [1]

Kaynak URL: https://uidder.org/uid_der_isci_tiyatrosu_buyumeye_devam_ediyor.htm?qt-diger_makaleler=0

Links
[1] https://uidder.org/taxonomy/term/472