Selam dostlar. Bizler Gezer’den bir grup deri işçisi olarak bu mektubu sizlerle paylaşmak istedik. Günde 12 saat boyunca çalıştığımız bu fabrika, terlik, ayakkabı, koltuk ve araba kılıfı, yani deri ile alâkalı ne varsa üretiyor. Çalışma saatlerimizin uzunluğu ve üstüne bir de vardiyalar yüzünden neredeyse sosyal hayat diye bir şeyimiz kalmıyor. Daha da kötüsü insan bir noktadan sonra sanki sadece çalışmak için var olduğunu düşünmeye başlıyor. Hatta böyle düşünen işçiler de var, çünkü 12 saat ve asgari ücrete çalışmamıza rağmen kimi işçiler çalışma koşullarının normal olduğunu savunur duruma gelmişler.
Haftaiçi her gün ve tüm haftasonları, yani haftanın 7 günü çalışmamıza rağmen aldığımız maaş 1 hafta bile yetmiyor bizlere. Hatta patron öyle insafsız ki, gece çalışmalarında işçilere sadece ekmek arası peynir ya da domates veriyor. Ama işyerinde patrona ait bir kantin ve bu kantinde ne ararsan var, yani bir eliyle veriyor parayı öbür eliyle geri alıyor. Hâlbuki adam gibi yemek verse işçiler boş yere neden kantine para harcasın?
İnsan yaşayarak ve görerek şunları öğreniyor ki, çok çalışarak, çok mesaiye kalarak bir yere varılamıyor. Çünkü biz çalışıyoruz, ama sırtımızdan başkaları zengin oluyor. Oysa işçiler kendi ortak çıkarları için bir araya gelse, adam gibi örgütlensek, işte o zaman hem maaşlarımız artar hem de daha insani koşullarda çalışırız. Meselâ sendikalı bir Uyguner deri işçisinin anlattıkları beni çok şaşırtmıştı. Onlar da eskiden çok kötü koşullarda çalışıyorlarmış, ama sendikalaşıp ortak mücadeleye başlayınca senede 3 tam maaş ikramiye, her ay erzak, çocuk parası, izinler için ek ücret almaya başlamışlar. Ayrıca bizde fazla mesai ücretleri saat başına 3,75 TL iken onlarda 8 TL. Böylece günde 8 saat çalışarak bizden fazla ücret alır hale gelmişler.
Biz işçiler mücadeleden uzaklaştıkça insan gibi yaşamaktan da uzaklaşıyoruz ve tarih gösteriyor ki, işçiler mücadele ettikçe insan gibi yaşama olanakları daha çok artıyor. Oysa bugün biz GEZER ve GEZDERİ işçileri tüm sosyal haklarımızı yitirmiş ve neredeyse karın tokluğuna haftanın 7 günü çalışıyoruz. Üstelik 12 saat çalışmamız SGK’ya bildirilmediği için işten atılınca adam gibi tazminat bile alamıyoruz. Emekli olunca da adam gibi emekli parası alamayacağız. Yani Gezer patronu sadece maaşımıza göz koymadı, geleceğimize de göz koymuş durumda.
Dostlar, hayatın bazı gerçekleri de gösteriyor ki, biz işçiler hakkımızı aramaktan ve mücadele etmekten uzak durup hep birilerinden bir şeyler yapmasını beklediğimiz sürece kaybetmeye mahkûmuz. Hakkımızın gasp edilmesine göz yummayalım. Gelin birlik olmaktan çekinmeyelim. Unutmayalım bizler korkularımızın esiri oldukça maaşlarımız daha da düşecek, çalışma saatlerimiz daha da yükselecektir. Adam gibi çalışmak, adam gibi maaş almak, adam gibi yemek yemek, fazla mesailerimizin sigortamıza yansıması ve fazladan ikramiye almak ancak işçilerin kararlı mücadelesi ile mümkündür.