Binlerce metal işçisini ilgilendiren TİS süreci ile birlikte metal patronları yeni saldırı planlarını ortaya koymaya başladı. MESS yaptığı teklifle birlikte metal işçilerinin kazanımlarına gözünü iyice dikmiş olduğunu gösterdi. Metal patronları, denkleştirme ve telafi çalışması adı altında kuralsız ve güvencesiz çalışmayı metal işçilerine dayatıyor, işçilerin kazanımlarına, kıdem tazminatlarına saldırıyor. Bundan önceki sözleşme döneminde de kriz bahane edilmiş ve işçilerin talepleri karşılanmamıştı. Patronlar sınıfı ve onların temsilcileri metal işçilerinin zaten ağır olan çalışma koşullarını daha da zorlaştırmak niyetindeler. Elbette ki bu süreci asıl olarak belirleyecek olan metal işçilerinin örgütlü bir şekilde hareket etmesidir. MESS’in teklifini açıklamasının ardından işçi sendikalarından tepkiler gelmeye başladı. MESS ile yürütülen TİS görüşmeleri devam ederken MESS’e bağlı çeşitli fabrikalarda çalışan arkadaşlarla sürece dair sohbetler etme fırsatı buldum. Ne yazık ki işçi arkadaşlarımızın çoğunda umutsuzluk hâkim. Yaklaşık iki hafta önce sürece dair sohbet ettiğimiz işçi arkadaşlarımızın düşünceleri ise şöyle:
Kroman Çelik İşçisi: TİS’e dair fabrikada genel anlamda bir sessizlik hâkim. Hiçbir hareketlilik yok. Bu dönem görüşmelerin kıran kırana geçtiği söyleniyor. Düşünmeden edemiyorum. Kıran kırana hali buysa sessiz sakin hali nasıl olur diye.
Çayırova Boru İşçisi: İşçiler kendi aralarında bu konuyu konuşuyorlar. Fakat bu dönemde de yine Türk Metal’in ihanetçi çizgisinin süreci belirleyeceği kanısındalar.
Sarkuysan İşçisi: Şu an fabrikada hiçbir hareketlilik yok. Kimse sözleşme ne aşamada, süreç nasıl gidiyor bilgisine sahip değil. Şüphesiz temsilcilerin haberi vardır ama bir bütün olarak işçileri toplayıp açıklama yapmadılar henüz. Benim bir yakınım Ford’da çalışıyor. Orada bu sözleşmeye karşı sendikaya seslerini yükseltiyorlardı. Geçtiğimiz günlerde bu işçileri işten atmışlar.
Bu arkadaşa, “BMİS’in teklifi kabul edilmezse, yani grev yolu görünürse bu yönde hazırlıklarınız var mı” diye sordum. O da bu yönde hiçbir hazırlığın olmadığını ve bu yıl da Türk Metal’in imzaladığı sözleşmenin aynısına imza atılacağını düşündüğünü söyledi.
İşçilerde genel anlamda hâkim olan düşünce, gangster sendika Türk Metal’in süreci belirleyeceği ve genel anlamda işçi sendikalarının işçileri son aşamaya kadar süreçle ilgili yeteri kadar bilgilendirmediğidir. Şunu bilmemiz gerekiyor ki, bu dönemde veya sonraki dönemlerde süreci şekillendirecek olan işçilerin örgütlülüğü ve bu anlamda sergilemiş olduğu tavrıdır. Bugün yaşanan saldırılar sadece metal işçilerine yapılmış saldırılar değildir. Bu saldırılar tüm işçi sınıfına karşı yapılmış saldırılardır. Bu saldırıları topyekûn geri püskürtmek için sendikalarımıza sahip çıkmalı, örgütlenmeli ve birlikte hareket etmeliyiz. Çünkü patronlar sınıfı devletiyle, yasalarıyla, kendi aralarında birlik içinde hareket ediyorlar. Her geçen gün bizlere daha da insanlık dışı bir hayatı, sefalet ücretlerini, dayanılmaz çalışma koşullarını dayatıyorlar. Kısacası biz işçileri kavgaya davet ediyorlar. Gelin hep beraber onların bu davetlerini kabul edelim ve bir arada hareket ettiğimiz takdirde neler yapabileceğimizi onlara gösterelim.