Ekim ayının sonundan bu yana işlerine sendikalı olarak dönmek için mücadele eden Akdeniz Çivi fabrikası işçileri, talepleri karşısında patronun kayıtsızlığı üzerine 25 Kasım Perşembe günü sabah 08.30’da Mersin CHP il binasını işgal ettiler. İşçileri CHP binasını işgale, Akdeniz çivi patronu Serhat Servet Düvenci’nin CHP belediye meclisi üyesi olması ve işçilerin maruz kaldığı haksızlık karşısında CHP’nin de patronun yanında tutum alması yönlendirdi. Parti binasına giren ve kapıları kapatan 50 civarındaki işçi, işlerine sendikalı olarak dönünceye kadar binayı terk etmeme kararında olduklarını açıkladılar. Bazı işçilerin eşleri ve çocukları da bina dışına gelerek eyleme destek verdiler.
İşgal başladıktan sonra, bir aydır sendikanın görüşme taleplerine kulak tıkayan patron ve CHP’liler sendika yöneticilerini tek tek aramaya başladılar. Bu arada aynı zamanda Akdeniz Çivi patronunun mali müşaviri olan Mersin CHP İl başkanı Yılmaz Şanlı basına işçilerin misafirleri olduğunu söyledi. Ancak Mersin milletvekili ve CHP başkan yardımcısı İsa Gök, Birleşik Metal-İş Sendikası Anadolu Şube Başkanını arayarak “bedel ödersiniz” diye tehdit etti. Kendilerini haklı gösterme telaşına düşen patron Düvenci ise basına yaptığı açıklamada, ekonomik kriz nedeniyle küçülmeye gittiklerini, bunun ekonomik bir olay olduğunu, siyasete alet edildiğini söyledi. Düvenci “işçi ve işveren arasında sıkıntı var. Ekonomik kriz vardı biliyorsunuz. Kriz bizi de böyle etkiledi. Çok büyük zarar gördük. Yüzde 50’si ihracata dayalı ticaret yapıyoruz. Kurlardaki dengesizlik yılbaşından bu yana büyük zarara yol açtı. Bizim de tedbir almamız gerekti. Küçülmeyle gittik. İşçileri çıkartmaya karar verdik” diye konuştu. Tabii krizin sonucunu neden işçilerin sendikaya üye olduğu gün fark ettiğini açıklamadı.Düvenci utanmadan, işçilerin sendikaya üye oldukları gerekçesiyle işten çıkarıldıklarını reddederek sendikalaşmaya karşı olmadığını söyledi. Şu anda muhatap olabilecekleri yetkili bir sendika bulunmadığı yalanını dillendiren Düvenci, “Taraf olmayan insanlar karşıma çıkıyor. Şimdi Birleşik Metal-İş Sendikası karşıma çıkıyor. Yarın Türk Metal-İş’in ya da başka bir sendikanın çıkmayacağı ne malum. Belgeleri yok. Bu işçileri temsil etmiyorlar” diyerek, patronların sendika karşılarına çıktığında yasaların onlara tanıdığı fırsattan faydalanarak ortaya koydukları klasik “yetki sorununa” sığındı. Üstelik Düvenci, 12 Eylül’de Dev-Yol davasından yargılanan ve cezaevinde yatan ve işine geldiğinde “devrimcilikten” dem vuran bir patron.
Birleşik Metal-İş’in Mersin’de örgütlü bulunduğu Çimsetaş işçilerinin de vardiya çıkışı destek ziyaretinde bulunduğu Akdeniz çivi işçileri gün boyu sloganlarıyla desteğe gelenleri selamladılar. İşçilere UİD-DER’li işçi ve öğrencilerin yanı sıra pek çok devrimci grup ve sendikalı işçi de destek verdi.
İşçilerin 19 saat süren işgali, 26 Kasımda, CHP yönetiminin çağrısı üzerine sabaha karşı gerçekleşen polis müdahalesiyle son bulurken, direnişçi işçiler gözaltına alındılar.
Bu eylem vesilesiyle bir kez daha ortaya çıktı ki, CHP söylemde ne derse desin işçi sınıfının düşmanı bir partidir. CHP’li patronlar da diğer patronlar gibi işçi ve sendika düşmanıdır. Dün Kent A.Ş.’de, bugün Akdeniz Çivi işçileri karşısında gösterdiği tutum bunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu yüzden işçi sınıfı boş hayallere kapılmayıp kendi sınıf örgütlerinde örgütlenmeli, onları güçlendirmek için gayret göstermelidir.
Yaşasın Sınıf Dayanışması!