UİD-DER Bostancı temsilciliğinde “demokrasi işçiler mücadele ederse genişler” başlıklı işçi öz-eğitim etkinliğine katıldım. Etkinlikte yapılan sunumda, demokratik ve sendikal örgütlenmelerin önündeki engellerin (noter şartı, %10 işkolu barajı, %50+1 barajı vb.) kaldırılması, sınırsız grev ve toplanma hakkı, ifade ve basın özgürlüğünün genişletilmesi için örgütlenmek ve mücadele etmek gerektiği vurgulandı.
Sunum sonrasındaki sohbet bölümünde söz alan birçok işçi, baskı ve yasakların mücadele önünde engel olduğunu vurguladı. Fakat işçilerin mücadelesiyle engellerin aşıldığı da örneklerle anlatıldı. “Hak verilmez alınır” sözü biz işçilerin mücadele etmeden hiçbir şey elde edemeyeceğini çok güzel açıklıyor. Şimdiye kadar bizlere haklarımızı patronlar vermediler. Biz örgütlü bir şekilde mücadele ederek kazandık. 8 saatlik işgünü mücadelesi, 15-16 Haziran, Netaş ve Kavel gibi grev ve direnişler mücadelemizin ve kazanımlarımızın en güzel örnekleridir. Biz haklarımıza sahip çıkmadığımız için patronlar var olan haklarımızı elimizden aldılar ve örgütlenmemizin önüne birçok engel çıkardılar. Örneğin sendikalı olmak anayasal bir hak ama pek çok işyerinde işçiler sendikalı olunca işten atılıyorlar. Biz bu tür baskı ve yasakları ancak mücadele ederek aşabiliriz.Bugün işyerimizde, sokakta, okulda, nerede olursak olalım daha fazla demokratik hak için bir araya gelmeliyiz. Patronlar 12 Eylül faşist darbesiyle işçi sınıfını böldü, parçaladı. Bizleri karanlığa, anti-demokratik bir hayata mahkûm ettiler. Ama biz yılmadan bir araya gelip o karanlıktan çıkmalıyız. Sorunlarımızı örgütlü bir şekilde çözmeliyiz. Etkinlikte de vurgulandığı gibi, patronlar sınıfı olduğu sürece mücadele etmeden, bir araya gelmeden demokratik haklarımızı elde edemeyiz.