
CHP’nin yönetimde olduğu İzmir Buca belediyesinden işten atılan taşeron işçiler, “sendikasız, kölece çalışmaya hayır” pankartı açarak belediye önünde direnişe başladılar. Çadır kurup direnişe geçen işçiler, Temizlik ve Park-Bahçe Müdürlüğüne bağlı taşeron şirkette çalışıyorlardı. İşçiler 4 Kasımda taşeronlaşmaya ve sendikasız çalışmaya karşı eylem yaptıkları için 4 ve 15 Kasımda iki parti halinde işten atıldılar. İşten atılan 7 işçi işlerine geri dönmek için direniyor.
Hiçbir sosyal hakları olmayan ve asgari ücretle kölelik koşullarında çalıştırılan işçiler, taşeron sistemine son verilmesini, kadrolu ve sendikalı olarak çalışmak istediklerini dile getiriyorlar. Taşeron patronuna tepki gösteren işçiler, belediye başkanı Ercan Tatı ile görüşmek istediler. Ama karşılarına belediye başkanı değil, polisler ve özel güvenlik çıktı.
CHP, işçilerin ve emekçilerin gözünü boyayıp oylarını almak için “işsizliğin, taşeronun kökünü kazıyacağız” diyor. Ama CHP’li belediyeler ve CHP’li patronlar tıpkı diğer patronlar gibi işçilere kan kusturuyorlar. Daha önce de Kent A.Ş. işçileri Karşıyaka Belediyesinden işten atılmışlardı. Akdeniz Çivi’de işten atılan işçilerin patronu CHP’nin yönetiminde… Şimdi de Buca belediyesinden işçiler işten atıldılar. Emekten söz eden, “işçi dostu” olduğunu söyleyen sözümona sosyal demokrat CHP’li belediyeler ve patronlar işçileri işsizliğe ve açlığa mahkûm ediyorlar. Çok açık ki, Kılıçdaroğlu’nun ağzına doladığı emek lafı, emekçiden yana olmayı ifade etmiyor. AKP’nin karşısında daha güçlü çıkmak için emekçileri bu laflarla tavlamak istiyorlar. Bütün mesele budur. Biz işçiler hiçbir burjuva partisine kanmamalı ve kendi örgütlerimizde sınıf çıkarlarımız için örgütlenmeliyiz.