Kışın kendini hissettirdiği soğuk bir pazar gününde UİD-DER Aydınlı temsilciğinde içleri ısıtan bir etkinlik düzenledik. Etkinliğe gelen işçi arkadaşlarımızın yüreklerinin sıcaklığına sobanın da sıcaklığı eklenince çok güzel bir ortam oluştu.
Etkinliğin konusu “Demokrasi İşçiler Mücadele Ederse Genişler” idi. Bu konu nereden mi çıktı? Geçtiğimiz Eylül ayında bir anayasa değişikliği onaylandı. Bu değişikliğin kapsamını belirleyenler düzen partileriydi. Hâlbuki bu konuda söz sahibi olması gereken biz işçiler değil miyiz? Tıpkı siyasette de olması gerektiği gibi. Bu anayasa paketiyle biz işçilere demokrasi vaadinde bulundular. Ama gerçek demokrasiyi getirecek olanlar patronlar sınıfı ve onların temsilcileri olamaz. Meselâ oylanan anayasa paketine göre birden fazla sendikaya üye olabileceğiz. Ama daha bir sendikaya dahi üye olduğumuzda işten atılabiliyoruz. İşte bu düzenin demokrasisi bu kadar olsa gerek. Biz işçilerin ihtiyacı olan işçi demokrasisidir. Peki, işçi sınıfının demokrasisi nasıl bir şeydir? Biz işçilerin demokrasisinde kölelik, sömürü, insan ayrımı yoktur. Herkes eşittir ve herkes düşüncesini özgürce ifade edebilir. Patronların demokrasisi gibi güdük ve sözde değildir. İşçi demokrasisi özdedir özde.
Biz işçilerin istediği demokrasiyi bize altın tepside sunmayacaklar. İşçi sınıfı olarak topyekûn mücadele edersek, ancak ve ancak işte o zaman gerçek demokrasiyi hayata geçirebiliriz.