Merhaba UİD-DER’li dostlar. Ben gıda sektöründe çalışan bir işçiyim. Sizlere geçen cumartesi günü işyerinden kadın arkadaşlarımızla birlikte oynadığımız futbol maçından bahsedeceğim. Cumartesi öğlen saatlerinde arkadaşlarımızla derneğimizde buluştuk. Öncelikle sohbet edip işyerindeki sorunlarımızdan konuştuk ve şarkılar türküler söyledik. Havanın tüm olumsuz koşullarına rağmen bizim ortamımız çok sıcak ve samimiydi. Yeni tanışan arkadaşlarımız sanki yılardır birbirlerini tanıyormuşçasına rahatlardı.
Sonra dostluğun kazanması dileğiyle artık sahaya inmenin vakti geldi. Çok heyecanlıydık çünkü sadece kadın işçi arkadaşlarımızla oynayacağımız bir maç olacaktı. Erkek arkadaşlarımız izleyiciydi. Herkes nasıl bir maç olacağını merak ediyordu. Arkadaşlarımızla o günün anısına resim çektirdikten sonra maçımıza başladık. Maç boyunca düştük kalktık, yorulan arkadaşlarımızla birbirimizi yerden kaldırdık. Tezahüratlarımız bile dostluk ve dayanışmadan yana oluşuyla farkını gösteriyordu. 3-1 yenildiğimiz maç dostluğun kazanmasıyla bitti. Her iki takım birbirini tebrik etikten sonra sahanın kenarında halaylar çektik.
Biz işçilerin kendi içimizde yarış atı gibi rekabete ve benciliğe çekilmeye çalışıldığı bir dönemde, yaşadığımız kapitalist düzene inat, tüm bu olumsuz koşulları dostluğa çevirmeyi başardık. Futbolun kolektif gücünden almış olduğumuz heyecanla bu maç biz işçi kadınlara ve diğer izleyici arkadaşlarımıza hayatın her alanında birleşirsek, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şeyin olmadığını bir kez daha kanıtlamış oldu. Maçtan sonra hep birlikte UİD-DER sofrasında kendi hazırlamış olduğumuz yemekleri yedik.
Ardından her cumartesi yapılan tiyatro çalışmamız için hazırlıklara başladık. Aramızda tiyatroya yeni katılan arkadaşlarımız da vardı. Öncelikle birbirimizi tanımak için kendimizle ilgili bilgiler verdik ve tiyatronun biz işçiler üzerindeki olumlu etkilerinden bahsettik. Malum biz işçilerin sorunları bugün televizyonlarda dile getirilmiyor. Bizler için “işçi ne anlar tiyatrodan, sanattan” diyenlere inat hem oynuyoruz, hem izliyoruz ve en önemlisi bizler işçiden işçiye işçinin diliyle sorunlarımızı ortaklaştırıp çözümlerini de birlikte arıyoruz. Tanışma esnasında hepimiz hayattan beklentilerimizi dile getirdik. İsteklerimiz de birbirinden farklı değildi; hepimiz adil, eşit ve barış içindeki bir dünyada yaşamak istiyoruz. Rekabetin, benciliğin, para düzeninin hâkim olmadığı bir hayat istiyoruz. Biz işçiler iyi günümüzde yan yana olduğumuz gibi zor zamanlarımızda da birbirimize güven içinde yan yana olursak eğer, üstesinden gelemeyeceğimiz bir şey yok. Birleşir ve mücadele edersek hayatı yaşanır kılabiliriz.
Yaşasın Dostluk ve Dayanışma!