Hayatında hiç fal baktırmayan var mıdır? Kahve falı, el falı veya burç falı? Bu yazıyı okuyan herkesin “ben baktırdım” dediğini duyar gibiyim. Geçenlerde günlük gazetelerin birinde okuduğum falımda şöyle yazıyordu: “Çalıştığınız yerde haksızlıklara uğradığınızı düşünüyorsunuz. Bu tutumunuzdan vazgeçin. Mali konulardaki uzmanlığınıza güvenenler başarılı hamleleriniz sonucu kâra geçerken sizi de ödüllendireceklerdir.” Oysa ben, çok çalışarak, mesailere kalarak çalıştığım işyerinden daha yeni atılmıştım, yani bir işim bile yoktu.
Peki, bu falın sizin için anlamı ne acaba? Çalıştığımız fabrikalardaki şartlardan ve hayatlarımızdan eminim hiçbirimiz memnun değilizdir. Neden mi? Çünkü çok uzun saatlerde ve ağır koşullarda çalışıyoruz, yemeklerimiz kötü ve içtiğimiz su kuyu suyu. Patronlar her gün bizlere hakaret yağdırıyor ve taciz ediyorlar. Her gün iş kazalarında yaralanıyoruz ya da hayatlarımızı kaybediyoruz. Patronlar bizim ürettiklerimizle sefa sürerken, bizler de tüm bunların karşılığında sefalet ücreti olan asgari ücret alıyoruz. Ve falımız diyor ki, tüm bunlara karşı sesinizi çıkarmayın, hakkınızı aramayın, başınızı öne eğip sadece çalışın. Eğer bunları yaparsak patronlar onlara kazandırdığımız milyarların 599 TL’sini (yani asgari ücreti) bizlere vererek bizleri ödüllendireceklermiş. Bu fal besbelli patronların kader diye işçilerin alnına yazdığı kandırmacadan başka bir şey değil.
Sonuç olarak, fallarda bile patronlar bizleri uyutmaya çalışıyorlar. Meşhur bir söz vardır ya: “Fala inanma falsız da kalma”. Biz işçiler bu sözü artık şöyle benimsemeliyiz; Patronlara inanma, örgütsüz de kalma!