
Diyarbakır’dan yola çıkan sağlık işçileri Adana ve Mersin’i ziyaret ederek Ankara yolunu tuttu. Mersin’de emekçileri Mersin Emek ve Demokrasi Platformu Bileşenleri, Akdeniz Çivi İşçileri ve MEÜ Hastanesi İşçileri ile Toros Devlet Hastanesi işçileri karşıladı.
Diyarbakır’dan gelen bir işçi dertlerini şöyle anlattı: “2011 yılı için asgari ücretin belirlenmesine yönelik görüşmeler başladı. Asgari ücret; hükümet, işveren ve sözde işçi temsilcileri tarafından belirlenen paravan bir komisyon tarafından belirleniyor. Kriz bahanesiyle ülkemiz ucuz emek cehennemi haline getirilmek isteniyor, işçilerin çalışma ve yaşam koşulları daha da kötüleştiriliyor. Gelirleri asgari ücrete endeksli taşeron işçiler olarak ‘Artık yeter!’, ‘Edi Bese’ diyoruz. İktidarın ve sermayenin işçi düşmanı asgari ücret politikasına karşı kendi sözümüzü söylemek üzere ülkemizin iki başından; Diyarbakır’dan ve İstanbul’dan iki kol oluşturarak Ankara’ya yürüyoruz.”
İşçilerin bazı talepleri ise şöyle:
İşçiler, “Üreten biziz, yöneten de biz olacağız!”, “Taşeronu sağlıktan süpüreceğiz”, “Tayyip sen yaşa 590 liraya”, “Akdeniz işçisi yalnız değildir”, “Atılan işçiler geri alınsın” sloganlarını hep birlikte coşkulu bir şekilde attılar. Sendika önüne kadar coşkulu bir şekilde yürüyen işçiler Sağlık Emekçileri Sendikasına Mersin’deki sağlık emekçileriyle birlikte gittiler. Akdeniz Çivi işçileri “Yaşasın Sınıf Dayanışması” sloganıyla emekçileri uğurladılar.- Asgari ücret sefalet ücreti olmamalıdır.
- Taşeron çalıştırma yasaklanmalı ve tüm güvencesiz çalıştırma biçimlerine son verilmelidir.
- Asgari ücretli çalışanlar için elektrik, su, doğalgaz kullanımı asgari ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz olmalıdır.
- Asgari ücret net olarak belirlenmeli, bölgesel asgari ücret uygulanması yolundaki girişimler terk edilmelidir.
Asgari ücretin sefalet ücreti olmaması için asgari ücreti işveren, temsilcileri ve bürokrasi değil; İŞÇİ KURULLARI belirlemelidir. Bunun için de bir araya gelerek taban örgütlülüğümüzü yükseltmeliyiz.