Bericap genel müdürünün “geleneksel değerler” dediği şey patronların çıkarından başka bir şey değildir. 10 yıldır Bericap’ta çalışan işçiler bu geleneksel değerleri çok iyi biliyorlar: Zorunlu mesaileri, düşük ücretler, sesini çıkaran işçilerin kapı dışarı edilmesi, havada uçuşan küfürler ve hakaretler... Sendikaya üye olan işçiler, bu duruma artık daha fazla katlanmayacaklarını direnişe geçerek ortaya koydular.
Patronların “geleneksel değerleri” farklıdır. Onların “geleneksel değer” dediği şey, işçinin sesini çıkartmaması ve boyun eğmesidir. Direnişçi işçilerin, işçilerin geleneksel değerlerini nasıl uyguladıklarına bir bakalım: Sendika üyesi işçiler her sabah olduğu gibi direnişin 25. gününde de fabrika önüne erkenden geldiler. Fabrikaya giren grev kırıcısı işçileri geleneksel değerler eşliğinde “yuh”ladılar. Başını önüne eğmiş, servisin perdelerini çekmiş grev kırıcı işçiler direnişçi işçilerin yüzüne dahi bakamadan fabrikaya girdiler. İşçilerin geleneksel “yuh”larından müdürler de paylarını aldılar. Hepsi korku içinde koltuklarına büzülerek fabrikaya kendilerini zor attılar. Yani ihanet eden grev kırıcılarını, işçiyi arkadan vuranları direnişçi işçiler bir güzel aşağılamış oldular.Direnişçi işçiler kadın, erkek, evli, genç, eski, yeni ayrımı yapmadan fabrika önünde bekliyor, mücadelenin genel durumunu, Tunus’taki isyanı vb. konuşuyorlar. Kendilerini ziyarete gelen işçileri ve işçi örgütlerini sınıfımızın geleneksel değerlerine bağlı kalarak bağırlarına basıyorlar. Fabrika bahçesine çöreklenip grev kırıcıları koruyan polise, kaymakama, çadırlarını söken valiye de hak ettikleri davranışı sergiliyorlar.
Öğlen yemekler yeniliyor, halaylar çekiliyor, sloganlar atılıyor. Direniş yeri düğün yeri gibi çalkalanıyor. Kimi zaman işçiler ellerinde “vuvuzela” ile patrona ve grev kırıcılara tepkilerini gösteriyorlar. Vuvuzela Güney Afrikalı işçi ve emekçiler kadar direnişçi işçilerin de çığlığı oluyor.
İşçiler geleneksel değerleri olan direnme, birbirine sahip çıkma, haksızlığa boyun eğmeme ve parayla satın alınmama değerlerine sahip çıkıyorlar. İnsan olmanın bütün erdemleri bu başkaldırışlarda gizlidir. Bu değerlerin hepsi işçilerin mücadelesinde hayat buluyor.