Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
(Tevfik Fikret)
Ey Türk patronları! Kaymak tabakanın en ballı sülaleleri! Duyduk ki aranızdaki en zengin yüz ailenin kişisel serveti 227 milyar dolara varmış. Sizin şu rengârenk ekonomi dergilerinizden birinde yazıyorlar her yıl. Hanginiz kaçıncı sıraya çıkmış, kim servetine servet katmış! Milyarlarca dolar eden ve sermayenin somutlaşmış hali olan bankaları, işyerlerini ve diğer şeyleri saymıyoruz bile. Kişisel servetten söz ediyoruz.
Koç sülalesi yine birinci sırada. Askerî ihaleler nasıl gidiyor Rahmi Bey? Babanız milletvekilleriyle de generallerle de pek içli dışlıydı. Cumhuriyet kurulalı beri devletin en yağlı ihaleleri sizin oldu. Füze kalkanı iştahınızı açtı mı? Siz bilirsiniz işinizi!
Doğuş sülalesi, siz ikinci sıradaymışsınız. Otomotiv, inşaat, medya derken, tefecilikle “Garanti”lediniz servetinizi.
Ülker Beyler üçüncü sırada. Hani bu “İslamcı sermaye” denenlerdensiniz. Ama sermayenin yeşili, sarısı, moru, kırmızısı olmuyor değil mi? Fabrikada 12 saat çalıştırılır işçiler. Fabrika önündeki güvenlikçiler dağıttırmaz işçi bültenlerini. Güvenlikçileriniz diyor ki, kaldırımlar bile sizin özel mülkiyetinizmiş! Doğru mu? Çok para haramsız olmaz derler Hacı Ülker Bey, siz ne dersiniz?
Daha 97 isim var listede. Doğan, Sabancı, Eczacıbaşı takip ediyor sırayı.
Kriz mriz, “yan yattık”, “şimdi battık” diye diye devlet desteklerini kaptınız. İşçileri kapı önüne koydunuz. Daha düşük ücret, daha fazla çalışma derken krizi vurguna çevirdiniz. Anlatın başarı öykülerinizi dergilerde gazetelerde.
En çok parayı sağlığınıza harcıyormuşsunuz yazılanlara göre. Medyada görüyoruz, yüzünüzden sağlık fışkırıyor. Sizi zengin edenler, tersanelerinizde, madenlerinizde, fabrikalarınızda sağlıklarını, ömürlerini tüketiyor, iş kazalarında can veriyor. Kanlarımız sağlığınıza can katıyor.
Sanattan da pek anlarsınız. İnceliklisiniz ne de olsa. Malikânelerinizin duvarlarında milyonluk tablolar… Hava atmak ucuz değil sizin âlemde. Seyahatler, şık restoranlar, gurme yemekleri… Yiyin efendiler yiyin! Hazır işçiler örgütsüzken yiyin! Vaktiniz varken yiyin! Sömürü düzeniniz alt edilene dek yiyin! Aksırıncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin!