Kahire ve İskenderiye başta olmak üzere pek çok kentte gün boyu sokakları dolduran milyonlarca emekçinin istediği oldu ve Mübarek bu akşamüstü istifa etti. Bir gün önce “gitmiyorum, yetkilerimi devretsem de buradayım” diye meydan okuyan Mübarek, Mısırlı emekçileri çileden çıkarmıştı. Bu açıklamanın sabahında ülkenin dört bir yanında devlet binalarını kuşatan emekçiler, Kahire’de televizyon binasını da kuşatma altına aldılar. Tahrir Meydanı öfkeli milyonlarla tıklım tıklım doluydu. Akşamüstü beklenen açıklama geldi ve Mübarek’in istifa ettiği duyuruldu. Bu haber tüm Mısır’ı sevinç nidalarına boğdu. Kitleler tüm Mısır’da sokaklara dökülerek Mübarek’in gidişini kutluyor.
Mübarek istifa ederken, görevini bir gün önce yetkilerinin bir kısmını devrettiği Ömer Süleyman yerine Askeri Yüksek Konsey’e bıraktı. Zira kitleler Süleyman’a da ateş püskürüyorlardı ve öfkeli kalabalıkların tepkisi yükseldikçe ordu kurmayı rejimi kurtarmanın en güvenceli yolunun yönetimi ele almak olduğu düşüncesiyle Süleyman’ı geri plana çekti. Bu arada Süleyman cumhurbaşkanlığını üstlenmese de, oluşturulan Askeri Yüksek Konsey içinde yer almaya devam ediyor.
Konsey, seçimlere kadar geçiş sürecine önderlik edeceğini ve seçimlerin güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlayacağını söyleyerek kitlelere “evinize ve işinize geri dönün” çağrısı yapıyor. 300’den fazla insanın yaşamını yitirdiği 18 gün boyunca halkla açıktan karşı karşıya gelmemeye özen gösteren ordu, bu süreçte “iyi polis” rolü oynamaya çalıştı. Rejimin devrilme tehlikesi karşısında böyle bir role soyunmasının elzem olduğunu baştan beri biliyordu ve buna uygun bir tutum takındı.
Mısır’da ordu rejimin temel dayanağıydı ve halen de öyle. Dolayısıyla ordu kurmayının da dâhil olduğu rejim unsurları def edilip eski yapı tüm kurumlarıyla dağıtılmadıkça, kitlelerin beklentilerini karşılayacak türde demokratik bir yapının kurulması ve yaşayabilmesi mümkün değildir. Kitlelerin demokratik taleplerinin karşılanmasının ve sürecin geri çevrilmemesinin tek garantisi emekçi kitlelerin, Mübarek’i de deviren muazzam gücüdür. O nedenle en kritik ve değişmez görev, kitlelerin her düzeyde örgütlülüğünü geliştirmeye ve bu temelde kitle hareketinin dinamizmini sürdürmeye çalışmaktır.