Biz Kıraç’ta çalışan bir grup deri işçisi olarak, geçenlerde UİD-DER’in Aydınlı temsilciliğinde düzenlenen “Deri İşçileri Sorunlarını Konuşuyor” konulu etkinliğe katıldık. Etkinlikte sendikalı ve sendikasız deri işçileri, Kazlıçeşme döneminden deri işçileri, Deri-İş başkan ve yöneticileri de vardı. İlk önce deri işçilerinin çalışma koşullarını gösteren sinevizyonu hep beraber seyrettik. Etkinliğin 2. bölümünde ise iş kazalarından meslek hastalıklarına, geçmiş deneyimlerden direniş ve grevlere varıncaya kadar, sorunlarımızı ve çözümlerini konuştuk. Sendikalı işçi kardeşlerimizin, sendikalaştıktan sonra elde ettikleri kazanımları anlatmaları, biz sendikasız işçiler için çok önemliydi.
Özellikle bir arkadaşımızın anlattıkları çok etkileyiciydi. Çalıştıkları fabrikada sendikal mücadele verirken karşılaştıkları güçlüklerden bahsetti. Meselâ taşeron firmanın patronu, sendikaya üye olan işçilerin evlerine silahlı adamlarını göndermiş, hatta bir tane kadın işçinin önünü keserek tehdit etmişler. Ancak tüm bunlara rağmen sendikalaşma mücadelesi veren işçi kardeşlerimiz, kararlılıklarından hiçbir şey kaybetmemişler. Biz de kendi çalışma koşullarımızı anlattık, kuşkusuz diğer sendikalı arkadaşlara göre koşullarımız çok daha kötü durumdaydı. Ve bu etkinliğe katılan bütün deri işçileri, oradan bir şeyler alarak ayrıldı. Bizler mücadeleden hiçbir zaman yılmamak gerektiğini daha iyi kavradık.
Yine geçenlerde Sefaköy’de bulunan Desa Deri fabrikasında başlayan direnişi ziyaret ettik. Direnişteki arkadaşlarla da dayanışmanın önemi üzerine ve geçmişte deri işçilerinin örgütlülüğü üzerine konuştuk. Biz deri işçileri olarak şunu çok iyi kavradık, mücadele etmeden, zorluklara göğüs germeden, elimizi taşın altına sokmadan, hiçbir kazanım elde edilemez. Bundan sonra deri işçilerinin geçmişteki mücadele geleneğini sürdürmek ve daha ileri bir seviyeye götürebilmek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.
Yaşasın Sınıf Dayanışması!