
Patronların son saldırılarından birisi olan “Torba Yasa” meclisten geçirildi. Bu yasaya karşı çeşitli eylemler düzenledi. Basın açıklamaları, yürüyüşler yapıldı. Bizler de UİD-DER’liler olarak hemen hemen her yerde torbanın içinden çıkacakları, bizden götüreceklerini işçi arkadaşlarımızla, genç öğrenci kardeşlerimizle konuştuk, tartıştık. Ellerimizde “İşçi Dayanışması” bültenlerimizle fabrikalara, sokaklara çıkarak Torba Yasayı sınıf kardeşlerimize anlatmaya çalıştık. Pek çoğunun yasadan haberi bile yok. Olanlar da patronlar sınıfının baskı ve dayatmaları nedeniyle görmezden geliyor, bizlerden çok şey götürecek bu yasaya tepki göstermiyordu.
13 Şubatta, UİD-DER Sefaköy temsilciliğimizde, fabrikalardan, okullardan, mahallelerden arkadaşlarımızla “Patronların Torbasına Girmemek İçin Birleşelim” adlı etkinliğimizde bir araya geldik. Etkinliğimize sunucu arkadaşın bizlere yaptığı bir sürprizle başladık. Bir torba dikilmiş ve içine “Torba Yasa”daki bazı maddelerin yazıldığı kâğıtlar atılmıştı. Arkadaşlardan bir tanesi torbayı dolaştırdı ve bu maddeleri torbadan çektik. Kimin şansına ne çıkarsa! Ama torbadan çıkanlar bizi pek de mutlu edecek şeyler değildi. Torbadan özellikle gençlere olmak üzere tüm işçilere yapılmış saldırılar çıktı. “Artık 18 yaşından küçük işçiler normal asgari ücret alamayacak. Önceden en az 20 işçinin çalıştığı işyerlerinde stajyer öğrenci çalıştırılırken bu yasayla birlikte, patronun stajyer çalıştırması için 5 işçisi olması yetecek. Aynı zamanda stajyer işçilerin ücretleri net asgari ücretin %30’u üzerinden verilecek. 18-29 yaş arası işçilerin sigorta primleri işsizlik fonundan karşılanacak. Böylece işçilerin olan fonun patronlara peşkeş çekilmesine devam edilecek.”
Torbadan bu gibi saldırılar çıktı. Etkinliğimizin birinci bölümünde, bu maddelerin bizler için ne anlama geldiğini, öne çıkan maddelerin içeriği hakkında konuşarak anladık. Son 10 yılda yapılan saldırıları, gasp edilen haklarımızı hatırladık. İkinci kısımda ise aklımıza takılan, sormak istediğimiz soruları sorduk. Patronların saldırılarına nasıl karşı koyacağımızı tartıştık, bunları geri püskürtemememizin sebebinin örgütsüzlüğümüz olduğunu bir kere daha anladık.
Biz işçiler örgütsüz olduğumuz sürece patronların saldırıları bunlarla sınırlı kalmayacak. Yeni saldırılara dur demek, elimizde kalanları koruyabilmek ve (ç)alınan haklarımızı geri alabilmek için birleşmek ve mücadele etmekten başka şansımız yok. Biz dünyayı var edenleriz. Örgütlenip bir araya geldiğimizde yapamayacağımız hiçbir şey yok. Yeter ki başka “Torba Yasa”lara karşı durabilmek için, ellerimizi kendimiz için birleştirelim.