Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği sitesinde yayınlanmıştır (https://uidder.org)

Anasayfa > İşyerlerinden > İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği > Genç İşçi Aydın’ın Yaşam Işığını Kim Çaldı?

Genç İşçi Aydın’ın Yaşam Işığını Kim Çaldı?

İstanbul’dan UİD-DER üyesi bir işçi

13.03.2011

Bir arkadaşım beni arayıp 16 yaşında bir çocuğun işyerinde çalışırken baygın halde bulunduğunu ve 2,5 aydır hastanede yoğun bakımda olduğunu söyledi. Çocuğun adının Aydın olduğunu, baygın bulunmasının şaibeli olduğunu ve çalıştığı işyerinde sigortasının yapılmadığını, iş kazası tutanağı tutulmadığını belirtti. “Hastaneye gidip çocuğun anne-babasıyla görüşelim, neler yapmaları gerektiğini anlatalım. Ayrıca Aydın’ı fabrikada kimin bu hale getirdiğini, sigortasının neden yapılmadığını, neden iş kazası tutanağı tutulmadığını öğrenelim. Bu ibretlik olayı derneğimiz UİD-DER’in web sitesine gönderelim” dedi.

Hastanenin kapısında buluştuk. Ziyaret saati başladığında Aydın’ın yattığı odaya gittik. Karşılıklı iki yatak vardı. Yatağın birinde bedeni 10 yaşında görünen bir erkek çocuk yatıyordu, diğerinde ise 60 yaşını geçmiş felçli bir erkek. Bedeni küçücük görünen çocuğun Aydın olamayacağını düşündüm. Yanlış odaya girdiğimizi düşünerek arkadaşa baktım. Arkadaş göz işaretiyle doğru odada olduğumuzu söyledi. Hasta yatağının yanında oturan annesi Aydın’ın ellerini ve saçlarını okşuyordu. “Geçmiş olsun” dedik. Aydın’ı görmeye geldiğimizi söyledik.

Aydın 2,5 aydan uzun bir zaman yoğun bakım servisinde yaşam mücadelesi vermiş. Annesi ve babası Aydın’a dokunamadan ziyaret saatlerinde bir monitör ekranından görebilmişler. 2,5 ayın sonunda Aydın normal hasta servisine alınmış. Fakat Aydın hâlâ makineye bağlı yaşıyor. Burnundan besleniyor, boğazı delinerek bir hortumla makineye bağlı olarak nefes alıyor. Yani iyileşmeye başladığı için mi yoksa doktorlar Aydın’ı gözden çıkardıkları için mi normal hasta odasına alındığı belli değil. Aydın’ın bir deri bir kemik kalan kollarına serum bağlı. Konuşamıyor.

Annesine ve babasına Aydın’ın çalıştığı fabrikada nasıl bu hale geldiğini sorduk. Annesi şunları söyledi: “Aydın okulu bırakıp çalışmaya başladı. Bir tekstil fabrikasında işe girdi. İşe başladığının üçüncü günü, iş saatinde baygın bulmuşlar. Bir hastalığı yoktu. Bilmiyoruz ki, nasıl olur bir işyerinde biri düşüp bayılıyor ama kimse görmüyor? Ben küçük çocuklarımız olduğu için çalışamıyorum. Eşim inşaatlarda çalışıyor. Düzenli bir gelirimiz yok.” Babası ise “Bir avukat tuttuk. Her şeyle avukat ilgileniyor. Ben 6 sene okudum. Ama hiçbir şey öğrenemedim. Benim kulaklarım zaten duymuyor. Ne olacak bu çocuğun hali? Biz ne yapacağımızı bilmiyoruz” dedi.

Aydın 16 yaşındaydı ve bir sağlık sorunu yoktu. Akranlarının çoğu okula giderken, Aydın okulu bırakıp iş aramaya başlamış. Yüzlerce işçinin çalıştığı bir tekstil fabrikasında işe başlamış. İşe başladığının üçüncü günü fabrikada mesai saatinde baygın halde bulunmuş. İşin ilginç yanı, mesai saati olmasına karşın Aydın’ın nasıl düştüğünü, nasıl bayıldığını kimse görmemiş. Baygın halde bulunan Aydın hastaneye kaldırılmış. İkinci ilginç olan yön ise, işyerinden baygın halde hastaneye götürülen Aydın için ne iş kazası tutanağı, ne de SSK’lı olduğuna dair vizite kâğıdı hastaneye bildirilmiş. Üçüncü ilginç olan nokta, Aydın bir devlet hastanesinin acil servisine baygın halde götürülüyor. Ama ne hastanenin acil servisinde ne de hastane polisinin kayıtlarında gözüküyor.

Aydın hastane odasında yaşam mücadelesi veriyor. Yaşam mücadelesini kazanıp hayata tutunabilecek mi henüz belli değil. Aydın çocuk yaşta işe başlayan, işyerinde patronların, ustabaşlarının hakaretlerine, baskılarına maruz kalan on binlerce çocuktan sadece biri. Henüz bıyıkları terlememiş Aydın’ı bu hale getiren, çocuk emeğini iliklerine kadar sömüren, kayıt dışı çalıştıran, kârdan başka bir şeyi gözleri görmeyen patronlardır. Bütün işçiler, yanı başında birlikte çalıştığı işçi kardeşi, patron veya patronun adamları tarafından haksızlığa uğradığında, bu yapılanı kendisine yapılmış saymalıdır. “Birimize yapılan hepimize yapılmış demektir, hepimiz birimiz için, birimiz hepimiz için” diye düşünmeliyiz. Yani fabrikalarda, işyerlerinde işçiler kendileri ve sınıf kardeşleri ile omuz omuza verip örgütlenmek zorundalar. Biz işçiler örgütlü bir mücadele içerisine girmediğimiz sürece daha çok Aydınlar sakat kalacak, ölecek!

  • İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği [1]

Kaynak URL: https://uidder.org/genc_isci_aydin%E2%80%99_yasam_isigini_kim_caldi.htm

Links
[1] https://uidder.org/taxonomy/term/243